Wild Strawberries (1957)
The Seventh Seal ile Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülü alan ve dünyaca tanınan Bergman aynı senenin sonunda yine çok başarılı bir filme imza atar. Yalnızlık, ölüme yakınlık, insanın kendiyle hesaplaşması, kısacası geçip giden ve bitmeye yaklaşan bir hayatın insanda bıraktığı kalıntılardır senaryoyu dolduran ve Bergman’ı Oscar adayı yapmayı başaran unsurlar.
Fahri profesör unvanını almaya giden yaşlı bir adamın sıradan bir yolculuğunu düşünün. Akıp giden yolların yaşlı adama getirdiği hatıralar, rüyalar ve kâbusların bu sıradan yolculuğu bir nevi zaman yolculuğuna dönüştürmesini hayal edin. Bütün bunları, Bergman’ın sinema diliyle birleştirdiğimizde ortaya çıkan filmin güzelliğini tahmin edebiliriz. Uzamları kat eden bir yolculukta, kendi için ayrılan vakit giderek azalan bir adamın zamanını geri akıtmayı başaran Bergman, özellikle rüya sahnesindeki diliyle rüştünü ispatlamayı başarır.