Shame (1968)
“Savaş, iç deşer; savaş, bağırsakları boşaltır. Savaş, teni yakıp kavurur. Savaş, organları bedenden koparır. Savaş, yıkıp yok eder. Ve savaş, insan türünün doğasından gelir.” diyor Susan Sontag, Başkalarının Acısına Bakmak kitabında. Bir savaş ki, sadece sana bana kıyıcılık değil. Sadece insana kıyıcılık değil. Bütün dünyaya, uçan kuşlardan yerdeki karıncalara, otlara, nehirlere…
Bergman, 1969 yılı Altın Küre ödülüne aday olan filminde bu konuya değinir. Ölümün bu kez soğuk yüzünü gösterir. Ölüm yine karşımızdadır, evet. Fakat, şimdi tanklar, tüfekler kılığına girmiştir. Savaş uçakları kılığına girmiştir ve bu savaş uçağı, savaştan kaçmak için bir adaya sığınan çiftin hayatının tam ortasına düşmüştür. Erkek ve kadının savaşa yaklaşımlarının farklılığını ve dönüşümlerini gösterirken insanı inceleyen Bergman, sinema tarihinin en iyi savaş filmlerinden birine imza atar.