Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    3 hafta önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    1 ay önce
    The Greatest Showman (2017)
    Film Önerileri

    The Greatest Showman (2017)

    Ayşe Yapışık
    1 ay önce
    The Things You Kill (2025)
    Suç - Gizem

    The Things You Kill (2025)

    Rabia Elif Özcan
    2 ay önce
    Ben Is Back (2018)
    Drama

    Ben Is Back (2018)

    Merve Çolak
    2 ay önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    2 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Kirpik (2025) Filmi Üzerine Doğa Kılcıoğlu ile Söyleşi
    Röportajlar

    Kirpik (2025) Filmi Üzerine Doğa Kılcıoğlu ile Söyleşi

    Tuba Büdüş
    9 dakika önce
    “Korkusal” Yansımalar: İran Sinemasında Korku
    Liste

    “Korkusal” Yansımalar: İran Sinemasında Korku

    Rabia Elif Özcan
    12 saat önce
    Mavi, Devrim ve VHS Kasetler (2025) Hakkında Serdar Kökçeoğlu ile Söyleşi
    Röportajlar

    Mavi, Devrim ve VHS Kasetler (2025) Hakkında Serdar Kökçeoğlu ile Söyleşi

    Seher Kızılırmak
    1 gün önce
  • HABERLER
    V for Vendetta Filminin Dizisi Geliyor!
    Haberler

    V for Vendetta Filminin Dizisi Geliyor!

    Can Turbay
    6 saat önce
    Belkisinema Gösterimleri Kadıköy Sineması İşbirliğiyle Başlıyor!
    Haberler

    Belkisinema Gösterimleri Kadıköy Sineması İşbirliğiyle Başlıyor!

    Elif Arı
    9 saat önce
    36. Ankara Film Festivali 13 Kasım’da Başlıyor!
    Haberler

    36. Ankara Film Festivali 13 Kasım’da Başlıyor!

    Elif Arı
    11 saat önce
  • KISA FİLMLER
    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar
    Kısa Filmler

    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar

    Fil'm Hafızası
    1 hafta önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    3 hafta önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    1 ay önce
    The Greatest Showman (2017)
    Film Önerileri

    The Greatest Showman (2017)

    Ayşe Yapışık
    1 ay önce
    The Things You Kill (2025)
    Suç - Gizem

    The Things You Kill (2025)

    Rabia Elif Özcan
    2 ay önce
    Ben Is Back (2018)
    Drama

    Ben Is Back (2018)

    Merve Çolak
    2 ay önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    2 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Kirpik (2025) Filmi Üzerine Doğa Kılcıoğlu ile Söyleşi
    Röportajlar

    Kirpik (2025) Filmi Üzerine Doğa Kılcıoğlu ile Söyleşi

    Tuba Büdüş
    9 dakika önce
    “Korkusal” Yansımalar: İran Sinemasında Korku
    Liste

    “Korkusal” Yansımalar: İran Sinemasında Korku

    Rabia Elif Özcan
    12 saat önce
    Mavi, Devrim ve VHS Kasetler (2025) Hakkında Serdar Kökçeoğlu ile Söyleşi
    Röportajlar

    Mavi, Devrim ve VHS Kasetler (2025) Hakkında Serdar Kökçeoğlu ile Söyleşi

    Seher Kızılırmak
    1 gün önce
  • HABERLER
    V for Vendetta Filminin Dizisi Geliyor!
    Haberler

    V for Vendetta Filminin Dizisi Geliyor!

    Can Turbay
    6 saat önce
    Belkisinema Gösterimleri Kadıköy Sineması İşbirliğiyle Başlıyor!
    Haberler

    Belkisinema Gösterimleri Kadıköy Sineması İşbirliğiyle Başlıyor!

    Elif Arı
    9 saat önce
    36. Ankara Film Festivali 13 Kasım’da Başlıyor!
    Haberler

    36. Ankara Film Festivali 13 Kasım’da Başlıyor!

    Elif Arı
    11 saat önce
  • KISA FİLMLER
    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar
    Kısa Filmler

    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar

    Fil'm Hafızası
    1 hafta önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Röportajlar

Kirpik (2025) Filmi Üzerine Doğa Kılcıoğlu ile Söyleşi

Tuba Büdüş Tuba Büdüş
9 dakika önce
Röportajlar, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 10 min
0
0
Kirpik (2025) Filmi Üzerine Doğa Kılcıoğlu ile Söyleşi
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Doğa Kılcıoğlu, 2004 yılında Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Paris Sorbonne Üniversitesi’nde sinema eğitimi aldı. Üniversite yıllarında çektiği belgesel filmi Üç Kulaklı ile 2003 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Belgesel Ödülü’nü kazandı. Daha sonra1 2 3 TIP adlı belgeseli çekti. 2008’de kardeşi Can Kılcıoğlu’yla birlikte bağımsız sinema üretimleri için DeliCe Film’i kurdu. 2010’da evlilik programlarının perde arkasını konu alan Kamerayla İzdivaç belgeselini yönetti; film Prizren Dokufest’te İzleyici Ödülü aldı. 2013’te Can Kılcıoğlu’nun yönettiği Karnaval adlı uzun metraj filmin yapımcılığını üstlendi.

Birçok kurumsal firmada film okuma ve yaratıcı üretim atölyeleri gerçekleştirdi. Galatasaray Üniversitesi’nde yarı zamanlı olarak ders verdi. Daha sonra İzmir’de Dolala Atölye’yi kurarak çocuklara yönelik stop-motion ve film okuma atölyeleri düzenledi. Sonrasında sinemada yeni bir ifade biçimi olarak animasyona yöneldi. İlk animasyon filmi Kirpik’i yazıp yönetti. Yas ve kayıp temasını sade ve duygusal bir anlatımla işleyen film, Canlandıranlar Film Festivali yetenek kampına seçildi. Aynı festivalde hem SİYAD hem de En İyi Senaryo ödülünün sahibi oldu.Directed by Women Türkiye’de Jüri Özel ödülünü, Seattle Türk Filmleri Festivali’nde Özgün Bakış ödülünü ve 26. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nde ise En İyi Animasyon ödülünü kazandı.

Kılcıoğlu ile kariyeri ve özellikle oldukça başarılı bir festival süreci geçiren son filmi Kirpik ile ilgili sohbet için bir araya geldik. Kendisine son yıllarda izlediğim en etkileyici animasyonlardan biri olan Kirpik ile ilgili merak ettiğim ve bana düşündüren birçok detayı sordum. Sorularıma sabırla cevap verdiği ama en çok da böylesine büyüleyici bir filmle bizleri buluşturduğu için çok teşekkür ederim. Keyifli okumalar.

Yanılmıyorsam eğitiminizi tamamladıktan sonra bir süre mezun olduğunuz üniversitede ders veriyorsunuz. Sonra çocuklarla stop-motion ve film okuma atölyeleri yapıyorsunuz. Farklı yaş gruplarıyla üretmek, onlarla sinema üzerine konuşmak size nasıl bir deneyim kazandırdı? Bu iki jenerasyon arasında gözlemlediğiniz farklar, sizi besleyen taraflar neler oldu? Bu atölyeler sırasında, özellikle çocuklarla çalışırken çizmek, animasyon ya da görsel hikâye anlatımı üzerine hiç denemeleriniz, küçük arayışlarınız olmuş muydu? Yoksa animasyon sizin için Kirpik’le birlikte tamamen yeni bir keşif miydi?

Gençlerle çalışmak da çocuklarla çalışmak da bana çok şey kattı. Gençlerin değişimi, hızı, yaratıcılığı beni çok etkiliyor. Sürekli kendinizi yeniliyorsunuz. Çocuklarla çalışmak ise bambaşka bir serüven. Onların, doğru aktarıldığında her şeyi kavrayabileceğini düşünüyorum. Birlikte derste yaptığımız tartışmaları görseniz inanamazsınız. Kapsayıcılık, ayrımcılık, azınlık, çocuk hakları, göç… Bu konularda filmler izliyoruz birlikte. Bir filmi çocuklarla izlediğinizde ritmini, dilini, insanlara ulaşıp ulaşmadığını daha iyi görüyorsunuz. Bir de heyecanla üretmeleri ve üretimi bir oyuna dönüştürmeleri beni çok etkiliyor. Biz yetişkinler bir şey yaratırken mükemmele ulaşmaya çalışıyoruz ve bazen bu yüzden yarım bırakıyoruz. Onlarsa coşkuyla, hatalarına rağmen üretiyorlar. Yaratma cesaretimi sanırım çocuklara borçluyum.

Sinema eğitiminizin ardından uzun yıllar boyunca belgesel yönetmenliği, yapımcılık, film atölyeleri gibi üretim ve eğitim alanlarında aktif oldunuz. Ancak bugüne kadar hiçbir şekilde animasyonla ilgilenmediniz; çizim ya da animasyon eğitiminiz de yoktu değil mi? Buna rağmen 2025’te ilk animasyon filminiz Kirpik’i yaptınız. Sizi bu yeni alana yönelten süreç neydi? Animasyona yönelmenizin ardında nasıl bir ihtiyaç, duygu ya da dönüm noktası vardı? Bir yandan anne olmanızın, çocuklarla geçirdiğiniz zamanın bu kararda bir payı oldu mu?

Aslında daha önceleri sadece belgesel filmler yapıyordum. Pandeminin başlarında babam vefat etti ve ben, hele de kimsenin kimseyle görüşmediği, temas etmediği bir dönemde yasımla baş başa kalınca bir animasyon senaryosu yazdım. Animasyon hep çok ilgi duyduğum bir alandı. Küçük denemelerim vardı ama daha derin bilgiye ihtiyacım vardı. Cartoon Mill’in kurucusu Fatih Küçük’ün online atölyeleri ve verdiği cesaretle yola çıktım. Amacım kendi hikayemi anlatmak ve benim gibi hisseden insanlarla temas etmekti. Ben ulaşamıyorum filmim ulaşsın istedim. Bu yası, ölümü, kayıplarımızı konuşalım istedim.

Bunun yanında tam o dönemde Canlandıranlar Yetenek Kampı da duyuru açtı ve Kirpik seçildi. Berat İlk ve Vincent Bauvard’ın desteğiyle proje ete kemiğe bürünmeye başladı. Senaryomu yine bu kamp sayesinde sevgili Berna Gençalp’le geliştirdik.  Üzerine çok tartıştık, çok telefon çok zoom görüşmesi yaptık. Dört yılda sevgili Duygu Süzen’in rehberliğinde, çize çize, düşüne düşüne ve sürecin getirdiği tüm zor duygularla kol kola bu filmi bitirdim. Müzik ve ses tasarımını da sevgili Miray Kurtuluş yaptı, onunla da uzun uzun konuşarak, ilmek ilmek ördük bu filmi.

Anne olmam tabii ki çok şey değiştirdi. Bir kere yas tutmayı kızım Güneş’ten öğrendim. Duygularımı salıvermeyi, paylaşmayı… Kızım filmde modellik de yaptı (hızla büyüyünce zorlaştı tabi çizimler ama), eskizlerimle ilgili yorumlarda bulundu, bazen zorlanıp uzak durmak istedi. Onun da yasını anlatıyordu bu film sonuçta. Çocuklardan, izin verirseniz, çok şey öğreniyorsunuz.

Kirpik çok kişisel bir yerden çıkmış bir film. Zaten filmin sonunda babanıza ithaf ettiğinizi görüyoruz. Bu kadar kişisel bir hikâyeyi anlatmak, hele ki onu animasyon gibi zahmetli ve zamansal olarak da sabır isteyen bir biçimle anlatmak nasıl bir deneyimdi sizin için? Bu hikâyeyi anlatmanın sizin için kolaylaştırıcı ya da zorlaştırıcı tarafları oldu mu? Daha önce hiç aklınıza gelir miydi babanızla ilgili bir hikâyeyi böyle bir biçimde, çizerek anlatmak?

Babam tüm zor zamanlarımda hep koşar gelirdi, hep orada olurdu. Şimdi, ölümünden sonra bile hâlâ beni desteklediğini hissediyorum. Belgeselde başka birinin hikâyesini anlatıyorsunuz, tabi bunun da başka bir sorumluluğu var. Ama kendi hikâyenizi anlatmak bambaşkaymış, bu kadar iç dünyamı açmak alıştığım bir şey değil ama o kadar hepimize ait ki bu duygu, paylaşmadan duramadım.

Animasyonun çok geniş bir dünyası var. Stop-motion’dan üç boyutlu modellere, detaylı anime tarzlarından son derece sade, minimal çizimlere kadar uzanan bir alan. Siz bu filmde oldukça yalın bir çizim dili tercih ediyorsunuz. Bu sadeliğin ardındaki düşünce neydi? Minimal bir anlatımla duygusal bir derinlik yaratmak, sizin için nasıl bir tercihti? Bir yandan da minimal çizimlerin aslında göründüğünden çok daha zor olduğu da bir gerçektir. En azından ben öyle olduğuna inanırım. Siz nasıl deneyimlediniz bu durumu? Bundan sonra da bu çizim diline devam etmeyi düşünüyor musunuz, yoksa animasyonun başka biçimlerine, örneğin stop-motion’a ya da daha detaylı bir görsel dile yönelmek ister misiniz?

Sade çizimlerde biraz izleyiciye alan açmak istedim. Hikâyemi anlatmaya yetecek kadar. Çocuklarla film izlerken kibrit çöpleriyle yapılmış diyalogsuz bir stop-motion filmden ne kadar etkilendiklerini gördüm. Bu sadeliğin de yasa, sessizliğine yakışacağını düşündüm. Sonraki filmlerde başka teknikler deneyebilirim tabii ki ama minimalizme kendimi yakın hissediyorum.

Kirpik, daha ilk kareden dev bir gözle açılıyor; bu gözle aynı sahnede küçücük bir kız çocuğu izleniyor. Bu imge, “gözünün içine bakmak” deyimi başta olmak üzere “göz göze gelmek”, “gözünü üstünden ayırmamak”, “gözü gibi bakmak”, “gözünden sakınmak” gibi bakış, izleme anlamları taşıyan deyimlerle de ilişki kuruyor. Bu metaforu seçerken hangi deyimler, hangi duygular ya da hatıralar size yol gösterdi? Ve minimal siyah‑beyaz çizim dilinizle “bakmak” ile “görmek” arasındaki farkı nasıl ifade etmeye çalıştınız?

Benim için görmek/görülmek çok kıymetli sanırım. İlk filmim görme engellilerle ilgiliydi, Kamerayla İzdivaç çok izlenen bir televizyon programıyla ilgiliydi ve en son Kirpik tamamen bir göz üzerinden ilerliyor. Bir yandan da bir yetişkin için çocuğu gözetmek, gözü gibi bakmak, gözünden sakınmak, gözlemek… bin bir şey söyleyebiliriz.

Benim için yanında olmasam bile gözü üstümde olan, kalabalıkta gözü beni bulan, gözeten bir gözdü babam. Mühendisti ve inanılmaz detaycıydı. O hayattayken şikâyet ettiğim birçok özelliğini öldüğünde bu kadar özleyeceğimi hiç tahmin etmezdim.

Filmdeki büyük göz metaforu sizin de dediğiniz gibi tamamen olumlu bir anlam taşıyor; ebeveyni temsil eden, koruyan ve kollayan bir figür. Ancak göz metaforu aynı zamanda, teorik olarak, gözetlenme ve izlenme gibi daha olumsuz anlamlara da çekilebilecek güçlü bir imge. Jeremy Bentham’ın panoptikon mimarisi, bireyleri sürekli gözetleme üzerine kurulu bir düzen sunarken, Michel Foucault bu konsepti modern toplumlardaki iktidar ve disiplin mekanizmalarını anlamak için yorumlamıştır. Bentham’ın ve Focuault’nun gözetleme olgusu hayli rahatsız edicidir. Bu çift kutuplu metaforu kullanmak konusunda herhangi bir tereddüt yaşadınız mı? Filmdeki göz figürünü yalnızca sevgi ve koruma anlamıyla kurgularken, potansiyel olumsuz çağrışımlarını da göz önünde bulundurmak, sizin için bir tartışma veya karar süreci yarattı mı?

Bu film, benim kendi hikâyemi anlatma yolculuğum ama sadece bu değil. Böyle algılanmasını istemediğim için de “Babama” yazısını filmin sonuna koydum. Herkes kendi dünyasına göre yorumlasın ve kendi yasına alan açabilsin istedim. O nedenle başka okumalar konusunda endişelenmedim. Bu filmde ne gördüğünüz en çok sizinle ilgili çünkü.

Kirpik’te göz, başlangıçta genç ve güçlü bir figür olarak kız çocuğunu koruyor; masallar anlatıyor, yağmurdan saklıyor ve bir nevi koruyucu bir ağaç gibi işlev görüyor. Zamanla göz yaşlanıyor, kirpikleri dökülüyor ve artık eskisi gibi koruyamıyor. Bu süreci bir ağacın sonbaharda yapraklarını dökmesi ve kışın çıplak kalıp ardından ilkbaharda yeniden canlanması gibi düşünmek de mümkün. Ağacın bu süreci aslında yaşam‑ölüm döngüsünü de çağrıştırıyor. Bu metaforu yaratırken göz ve kirpikleri hem koruyucu bir yaşam kaynağı hem de doğanın döngüsüyle paralel bir unsur olarak düşünmüş olabilir misiniz? Yaşam, kayıp ve yeniden doğuş temalarını izleyiciye aktarmak da filmin hedefleri arasında var mıydı?

Evet, tabii. Ölümü doğayla ilişkilendiriyorum. Onun bir parçası çünkü. Doğadan koptuğumuzdan beri, hayvanların ölümünü, gömüldükleri yerde ağaçlar bittiğini, bir ölümün başka bir canlıya hayat verdiğini göremediğimizden beri, bu modern hayatta, ölüm bizi dehşete düşürüyor. Hastaneler, tıp dünyası ölmeyelim, yaşlanmayalım diye yeni cihazlar buluyor, birkaç gün daha nefes alalım diye özel makineler tasarlanıyor, ölemiyoruz bile. O yüzden filmde yapraklar, rüzgâr, nehir, güneş ve bitkiler olsun istedim. Hayatın döngüsünü doğa üzerinden anlatmayı seviyorum çünkü. Adımı seviyorum:)

Filmde göz, başlangıçta kız çocuğuna masallar anlatıyor. Sessiz bir film olmasına rağmen masal anlatımının ritmi, gözün hareketleri ve kız çocuğun keyifle dinlemesi aracılığıyla aralarında güven, şefkat ve bağ kuruluyor. Bu sahneler bana kendi çocukluğumu hatırlattı. Küçükken masal dinlemeden uyuyamazdım, annemin anlattığı masalları tekrar tekrar dinlerdim, çünkü onun sesini duymak bana huzur ve güven verirdi. Zamanla büyüyünce, annem masalları anlatmak istemeyince bu kez ben onun rolünü üstlenirdim. Böylece aramızdaki o güveni yine hissederek uyurdum. Masal anlatımı, nesiller arasında bir bağ kurmak ve kuşaktan kuşağa aktarım yapmaktır aslında. Kirpik’te de göz yaşlandıkça masal anlatıcılığı bir ölçüde devrediliyor. Masalın bu “elden ele geçişi” fikri sizin için nasıl bir ilham kaynağı oldu?

Masallar bizi hayata hazırlıyor aslında. İçinde çokça ölüm de vardır masalların. Çocuk filmleri de öyledir aslında. Bir gün kızım: “Anne farkında mısın çocuk filmlerinde ana karakter olan çocuğun ya annesi ya babası ya da ikisi birden ölmüş oluyor” dedi. Evet, sanki çocuklar ilk masallarla ve çocuk filmleriyle tanışıyor ölümle. Böyle böyle büyüyorlar. Ve çocuklar büyüyor ve büyükler çocuğa dönüşüyor zaman içinde:)

Peki, çok merak ediyorum: filmi kızınıza izlettiniz mi? İzlediyse nasıl karşıladı. Filmlere, animasyona, çizime veya hikâye anlatıcılığına ilgisi nasıl? Mutlaka birlikte filmler izliyorsunuz diye düşünüyorum. Var mı ikinizin ortak çok sevdiği bir animasyon film?

Kızım, ilk günden beri filmin içinde diyebilirim. Onun eleştirilerini hep çok dikkate alırım. Birlikte çok film izliyoruz, inanılmaz bir sinefil diyebilirim. İkimiz en çok Ghibli filmlerini izliyoruz, Arrietty (2010), Komşum Totoro (1988), Oyunbozan Ralph (2012), Ölü Gelin (2005) en sevdiğimiz animasyonlar.

Kirpik’i benim gibi çok seven, hatta önceki işlerinden beri sizi takip eden seyirciler için merak edilen soruyu da sormam gerek. Bir sonraki projeniz belli mi? “Şimdi ne yapmak istiyorum?” diye sordunuz mu kendinize? Yoksa zaten çoktan belli mi?

Şimdi uzun zamandır yapmak istediğim bir projem var, belgeselle animasyonu birleştirmek istiyorum bu sefer. Umarım keyifli bir iş çıkar ortaya.

Bu özenli sorular için teşekkür ederim. Çok keyifle cevapladım. Umarım okuyanlar da kendilerinden bir parça bulur.

Asıl ben çok teşekkür ederim. Buradan filmi henüz izleyememiş olan okuyucularımıza 36. Ankara Film Festivali’nde izleyebileceklerini, ayrıca festival kapsamında 16 Kasım’da bir söyleşinizin olacağını da eklemek isterim.

Tuba Büdüş

1985 yılında dünyaya geldi. Henüz ilkokul yıllarında yazmaya ve sinemaya olan ilgisini keşfetti. Bir süre sonra yazmak da sinema da onun için bir tutku haline geldi. Marmara Üniversitesi'nde Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim dalı Sinema dalında yüksek lisansını tamamladı. 2015 yılında sinema hakkında yazmaya başladı. 2025 yılında SİYAD'a (Sinema Yazarları Derneği) kabul edildi. Her geçen gün sinema dünyasında yeni şeyler keşfederek hayata tutunuyor. İzliyor, yazıyor, okuyor ve dünyayı geziyor. Ve bir vegan olarak hayvan haklarını savunuyor.

Etiketler: Doğa KılcıoğluEyelashizmir kısa film festivaliKirpik
Tuba Büdüş

Tuba Büdüş

1985 yılında dünyaya geldi. Henüz ilkokul yıllarında yazmaya ve sinemaya olan ilgisini keşfetti. Bir süre sonra yazmak da sinema da onun için bir tutku haline geldi. Marmara Üniversitesi'nde Radyo, Televizyon ve Sinema Anabilim dalı Sinema dalında yüksek lisansını tamamladı. 2015 yılında sinema hakkında yazmaya başladı. 2025 yılında SİYAD'a (Sinema Yazarları Derneği) kabul edildi. Her geçen gün sinema dünyasında yeni şeyler keşfederek hayata tutunuyor. İzliyor, yazıyor, okuyor ve dünyayı geziyor. Ve bir vegan olarak hayvan haklarını savunuyor.

YazarınDiğer Yazıları

    Ayvalık Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gereken Türkiye Prömiyeri Filmler

    Suretin Sesi, Düşüşün Yankısı: Sound of Falling  (2025)

    22 Ekim 2025
    32. Adana Altın Koza Film Festivali Belgesel Günlükleri – 4

    32. Adana Altın Koza Film Festivali Belgesel Günlükleri – 4

    27 Eylül 2025
    32. Adana Altın Koza Film Festivali Belgesel Günlükleri – 3

    32. Adana Altın Koza Film Festivali Belgesel Günlükleri – 3

    26 Eylül 2025

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Yabancılaşmanın Estetiği: Dünya Tuhaf Dalga Filmleri

Yabancılaşmanın Estetiği: Dünya Tuhaf Dalga Filmleri

Zeynep İlay Erken
27 Ekim 2025

Ayvalık Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gereken Türkiye Prömiyeri Filmler

Suretin Sesi, Düşüşün Yankısı: Sound of Falling  (2025)

Tuba Büdüş
22 Ekim 2025

EFF’nin Ardından Festival Yönetmeni Doç. Dr. Sırrı Serhat Serter ile Söyleşi

EFF’nin Ardından Festival Yönetmeni Doç. Dr. Sırrı Serhat Serter ile Söyleşi

İrem Yavuzer
8 Haziran 2025

Ölümü İmgelemek: The Shrouds (2024)

Ölümü İmgelemek: The Shrouds (2024)

İpek Ömercikli
1 Haziran 2025

Zamansız, Yersiz, Ama Bize Dair: David Lynch’in Ardından

Zamansız, Yersiz, Ama Bize Dair: David Lynch’in Ardından

Fil'm Hafızası
2 Nisan 2025

  • Hakkımızda
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Fil’m Hafızası – Keşfetmenin Keyfi
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In