Ünlü Fransız kraliçesi Marie Antoinette’i tarih kitaplarından çıkarıp gerçek bir kadın olarak yorumlayan Sofia Coppola, eşine az rastlanır türde bir filme imza atıyor. Henüz 14 yaşında bir Avusturya prensesi iken politik sebeplerle Fransa‘ya gelin giden Marie Antoinette (Kirsten Dunst), sahip olduğu her şeyi geride bırakmak ve Versailles’ın sert kurallarına uymak zorunda kalır. Halihazırda kendini yalnız hisseden Marie bir de Fransız veliahtını doğurma görevini bir türlü başaramayınca üzerinde baskı hisseder ve partilerle, zenginliklerle dolu bir hayata kendini bırakıverir. Birçok eleştirmenin değerlendirmesinin aksine bir dönem draması olmaktan çok uzak olan film, punk’a varan soundtrack’lerinden de anlayabileceğimiz gibi son derece modern bir üslupla genç bir kadının anlaşılamadığı, yalnızca bir araç olarak kullanıldığı bir dünyada duyduğu yalnızlığı konu ediniyor. Coppola’nın aşina olduğu bu konsept Marie Antoinette’e o kadar iyi uyuyor ki film, kemikleşmiş dramatik tarih algısına bir darbe indirmiş oluyor.