Avrupa sineması içerisinde Avusturya’nın, kurduğu gerçekçilikle son zamanlarda öne çıkmaya başladığını söylesek yanlış olmaz sanırım. Özellikle insan doğasının daha çok görünmeyen yapısının baskın çıktığı bu gerçekçilik, her defasında yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Markus Schleinzer’in yönettiği ”Michael” de işte tam da böyle bir yapım. 30’lu yaşlarında, bir sigorta şirketinde çalışan pedofil Michael’in evinin alt katında ses izolasyonlarıyla kaplanmış kapılar ardında esir tuttuğu 10 yaşındaki Wolfgang ile arasındaki ilişkiye odaklanan film, kanımızı donduracak soğukkanlı duruşuyla da izleyenleri ekrana kitlemeyi başarıyor. Kaçırılan çocuğun aksine kaçıranın üzerinden ilerleyen hikayesiyle dikkat çeken bu etkileyici yapım, 2011 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışmıştı. Michael Haneke ve Ulrich Seidl gibi usta yönetmenlerin birçok filminde casting editörlüğü de yapmış olan Schleinzer’in üslup olarak onlardan çok etkilendiğini de film boyunca ayrıca hissediyoruz.