Lordlar Kamarası’na mensup bir aristokratın ölümü üzerine tüm mal varlığı oğluna kalır. Ama konuyla ilgili ufak bir sorun vardır, oğlunun akli dengesi yerinde değildir ve kendini İsa sanmaktadır. Bu durumda ailenin diğer saygın üyeleri, bu zengin mal varlığını ona bırakmamaya niyetlilerdir. Böylesine sivri bir fikirden yola çıkan The Ruling Class, Buñuel’in filmlerinden aşina olduğunuz burjuvazi eleştirisini, bir başka sınıfa, aristokrasiye yöneltiyor. Müzikal dokunuşların, zengin set ve kostüm tasarımlarının kuvvet kattığı film, Peter O’Toole’ın gövde gösterisi tadındaki performansıyla daha da büyüyüp başyapıt seviyesine yükseliyor. İngiliz mizahının her anına sindiği, hem komik hem de keskin bir film olan The Ruling Class katıksız bir hiciv klasiği.