SineBU’da mart boyunca programda olacak 11 film birbirlerinden farklı yöntemleri ve güçlü anlatıları ile öne çıkıyor.
CALL ME BY YOUR NAME / BENİ ADINLA ÇAĞIR ayın en çok beklenen filmi sayılabilir. Özellikle en iyi uyarlama senaryo alanında birçok ödül alan yapım, geçen sene Moonlight filminin kazandığı GLAAD ödüllerinin 2018 adaylarından ve En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Şarkı olmak üzere 4 dalda Oscar adayı. Merhamet, güven ve bilgelik anahtar kelimeleri üzerine “güneş gibi tedavi edici” bir anlatısı olan film kimi eleştirmenler için şimdiden queer sinema için öne çıkan bir eser olarak kabul ediliyor.
DADDY’S GIRL / BABASININ KIZI martta 4 seansı olan oldukça ayrıksı ve önemli bir belgesel. Melisa Üneri’nin yönetmenliğini yaptığı; Finlandiya-Türkiye yapımı olan film kendi deyimi ile manipülatif, baskıcı, dominant ebeveyn-evlat ilişkisini kendine has üslubu ile başarıyla işliyor.
THE FLORIDA PROJECT kuşkusuz yılın en çok konuşulan filmlerinden biri. Cep telefonu ile çekilmiş TANGERINE (2015) ile bağımsız sinema dünyasında çokça konuşulan yönetmen Sean Baker bu sefer 35mm formatta çalışmış. Kimi eleştirmenlere göre yorum yapmaktan ve konumlanmaktan kaçan yönetmenin, filmin tamamında kompleks ve başarılı bir anlatıya ulaşması bile filmi görülesi kılmaya yetiyor.
MUDBOUND / SAVAŞTAN SONRA özellikle Trump ABD’sinde yükselen ırkçı tartışmaların ışığında vizyona giren, empati ve adalet kavramlarını merkeze alan dönem anlatısı. Dönemin ırkçı çiftlik hayatındaki acımasızlığı ve koşulları, övgü alan işçiliği ve alışılmadık çoklu iç ses kullanımı ile aktaran filmin 4 dalda Oscar adaylığı bulunmakta. Bunlardan en önemlisi hiç kuşkusuz ilk kadın görüntü yönetmeni Oscar adayı Rachel Morrison’ın adaylığı.
STALİN’İN ÖLÜMÜ eleştirmenler tarafından üzerine çokça yazılan; çizgi roman uyarlaması bir kara komedi. 1953 Rusya’sında Stalin’in ölümü sonrası Kremlin entrikalarını sert üslubu ile ele alan film Rusya’da vizyon görmeden 2 gün önce ekstremist bir dil ile Sovyet tarihsel sembollerini aşağıladığı için yasaklandı. Bu durum BAFTA ödüllerinde 2 adaylığı bulunan filmin üzerindeki ilgiyi epey arttırmış görünüyor.