Kuzey Avrupa sinemasının başarılı örneklerinden olan film aynı zamanda yönetmen Mikkel Munch-Fals’ın ilk uzun metraj denemesidir. Dört ana karakterin hayatlarındaki cinselliğe odaklanan film, farklı yaşlardaki insanların hayatlarına cinselliğin etkisinin nasıl olduğunu göstermesi açısından da oldukça başarılı sayılabilir. Kocası öldükten sonra evde tek başına yaşayan Ingeborg, geçirdiği operasyon sonucunda tek göğüsü alınan ve Ingeborg’ün kızı olan Anna, toplum tarafından sapık olarak nitelendirilebilecek Anders ve onun yaşlı, genç, kadın, erkek ayrımı yapmadan herkesle para karşılığında birlikte olan oğlu Jonas’ın hayatlarının kesişmesi ve filme hakim olan karanlık atmosferde bu dörtlü arasındaki ilişki çözümlemesinin başarılı bir şekilde işlendiği kaçırılmayacak bir film.