Babasının ölümüne şahit olan Cody, aynı zamanda cinayetten şüpheli durumundadır ve bütün olup bitenlerden annesini suçlamaktadır. Elektra kompleksinin ötesinde, babasına yoğun bir şekilde bağımlı olan genç kız, annesi ile yaşadığı çatışmalara daha fazla katlanamaz ve çareyi evi terk edip yeni bir hayata başlamakta bulur. Bir tren istasyonunda tesadüfen tanıştığı Diablo, gizemli bir biçimde Cody’nin hayatına girer.
Kısa bir süre sonra Diablo ile aynı evde yaşamaya başlar; kalacak yer ve para karşılığında Diablo’nun amatör porno filmlerinde oynamayı kabul eder. Bir süre sonra Diablo, Cody’i tamamen tesiri altına alır. İki genç kadının aralarında oluşan cinsel çekim, birçok illegal deneyimi de beraberinde getirir. Cody’nin Diablo’ya karşı duyguları günden güne yoğunlaşırken, Diablo’nun tek amacı yıllar öncesine varan intikamını Cody’den almaktır. Cody’nin düştüğü bu bataklık annesini ve yakın arkadaşı Willis’i rahatsız etmekte, ancak ellerinden bir şey gelmemektedir. Cody, daha fazla bu tarz filmlerde oynamak istemediğini söyleyerek Diablo’ya karşı çıkar ve evi terk etmek ister. Henüz tüm intikamını alamamış olan Diablo, şiddete başvurarak Cody’i rehin alır ve gizem dolu gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başlar.
Durağan bir kurgu estetiğine sahip olan The Hurt: Baby Girl yüksek tempolu olay örgüsü ve sürükleyici anlatım tarzıyla sinemaseverlerin izlenimine sunuluyor. Yönetmenliğini Kevin Van Stevenson’ın yaptığı film, 2019 Los Angeles Film Ödülleri’nde “En İyi LGBT” ve “En İyi Sinematografi” ödüllerini kazanmıştır.