They Live rahatlıkla Matrix’e ilham verdiğini söyleyebileceğimiz bir sistem eleştirisi. İnşaatlarda işçi olarak çalışan John Nada’nın hayatı bir tesadüf sonucu bir kutu dolusu gözlük bulmasıyla değişir. Nada gözlüğü gözüne her takışında yaşadığı dünyanın altında bambaşka bir dünya yattığını fark eder. Örneğin reklam panolarında aslında “ tüket, itaat et “ gibi sloganlar yazmaktadır. Paranın üzerinde onun insanların tanrısı olduğuna dair kodlar vardır. Nada böylece yaşamını çevreleyen her yerde egemenler tarafından alt sınıflara fark ettirmeden algı ve anlam empoze edildiğini ve gözlüğün muhalif bir grup tarafından üretildiğini anlar. John Carpenter’ın filmi bu tavrıyla Marksist okumalara oldukça açık bir yapıya sahipken, sorunu çözme aşamasında sıkışıp kalsa da ortaya attığı fikir açısından bilim-kurgu türünü derinden etkilemiştir. Egemen sınıfı dünyayı sömüren uzaylılar üzerinden betimleyen filmi, oyunculukların aksaması ve abartılı aksiyon kötü etkilese de, yapım hâlâ oldukça muhalif ve farklı bir sinema deneyimi vadediyor.