Konudan çok karakterlerin üzerine yoğunlaşılmış 2007 yapımı, İstanbul Uluslararası Film Festivali programında yer alan film Amerikan sinemasının önemli bağımsız örneklerinden biri sayılmakta olup yönetmen Tamara Jenkins’in hikayeyi işleme biçimi ve casting, filme değer katan öğelerden biridir. Başarılı bir akademisyen olan Jon (Philip Seymour Hoffman), Brecht üzerine yaptığı çalışmayı, yaşanan son gelişme yüzünden arka plana atmak zorunda kalmış, kardeşi Wensy(Laura Linney) ise ilk başta olgun bir görüntü verse de, sevişirken, eski sevgilisinin köpeğine gülümsediği sahneyle ortaya çıkan oksimoronun hakkını film boyunca oyunculuğu ile vermektedir. Ansızın gelen telefonda, karşıdaki kişi, artık iyice bunaklaşmış babalarına bakmaları gerektiğini söylemekte ve bu durum karşısında iki kardeşin çok da sıkı olmayan ilişkileri bu ani gelişmeyle mecburiyetler doğuracaktır..Ailevi sorunlar ve yabancılaşma kavramının samimi bir dille anlatıldığı eser, oyuncuların üstün performansı ve Amerikan değerlerinin alt metinlerle savunulduğu klasik filmlere attığı çalım dolayısıyla bile izlenmeyi hak etmektedir.