33. İstanbul Film Festivali kapsamında Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülen Andrzej Wajda’nın kariyerinin her döneminde çektiği usta işi filmlerden ayrı ayrı söz etmeye gerek yok. Ülkesi Polonya’nın uzak ve yakın tarihine filmlerinde sıklıkla yer veren Wajda’nın 87 yaşındayken çektiği Walesa. Czlowiek z nadziei’de sıradan bir tersane işçisiyken önderlik ettiği eylemlerle tanınıp, 1983’te Nobel Barış Ödülü kazandıktan sonra ülkesinde beş yıl boyunca cumhurbaşkanlığı yapmış Lech Walesa’nın hikâyesini anlatılıyor.
Wajda’nın, birçok yönden Hollywoodvari özellikler taşıyan bu başarı ve kahramanlık öyküsünü, aynen böyle bir üslupla anlatması gerçekten şaşırtıcı. Sıradan bir işçi, önderlik ettiği eylemlerle başarılar kazanıyor, ünleniyor, bu sırada evliliğinde kimi iniş çıkışlar yaşanıyor ama sonunda tüm dünyanın ayakta alkışladığı bir kahramana dönüşüyor. Bu aşina olduğumuz öyküyü, aşina olduğumuz bir şekilde anlatırken, teknik olarak da kolaya kaçıyor Wajda. Çok sayıda kesmeyle yaratılan yüksek tempolu kurgusu ile modern ve hareketli müziklerin birleşmesiyle iyice dinamik bir hal alan filmde, büyük bir hayranı olmama rağmen Wajda’nın imzasını göremez oldum bir yerden sonra. Evet, Wajda hala iyi bir hikâye anlatıcı; Walesa da kötü bir film değil ama ustanın filmografisinde oturacağı yer uzun uzun tartışılabilir.