Gerek ailesi, gerek inancı, gerekse kadınlarla olan ilişkileri olsun Jon, hayatındaki her türlü deneyimi nesneleştirmiş birisidir: Lüks arabası, her hafta ailesine ve kiliseye yaptığı rutin ziyaretleri ve her gece gittiği kulüpte gözüne kestirdiği kadınlarla yaşadığı tek gecelik ilişkileri… Bunlara rağmen hayatın ona sunduğu hiçbir gerçek deneyimde aradığı tatmini yakalamayı başaramaz. Onu gerçekten tatmin eden tek bir şey vardır: Yalnızken bilgisayar başında gerçekleştirdiği porno ritüeli. Fakat hiç beklemediği bir anda hayatına girecek birbirinden farklı iki kadın, Jon’un hayata, aşka ve sekse bakışını tamamen değiştirecektir. Looper (2012), (500) Days of Summer (2009) ve Inception (2010) gibi filmlerdeki başarılı performansıyla tanıdığımız Joseph Gordon-Levitt’in bu ilk yönetmenlik denemesi, bir yandan bize günümüzdeki hayat bağlarımızı sorgulatırken, bir yandan da kadın-erkek ilişkilerine farklı bir bakış açısı getiriyor.