Dünyanın her yerinde yaşanan ama belki de çok azını işitebildiğimiz nice yürek burkan vaka vardır. Bir kez hırsa büründü mü insan, hiç tereddüt etmeden sevgisinden bile geçiverir. İngiltere’de yaşanmış bir olaydan konusunu alan, Daniel Wolfe yönetmeliğindeki Baba Beni Yakalasana (2014) işte tam da böyle bir hikâyenin ortasından geçiyor.
Sevdiği adamla bir ömür geçirebilmek uğruna baba evini terk eden Laila (Sameena Jabeen Ahmed), küçük bir karavanda bir hayalet misali gizlenme derdindedir. Erkek arkadaşı Aaron (Connor McCarron) henüz bir iş bulamamışken Laila ufak bir kuaförde çalışmaktadır. Her günü korku içinde geçirirken sevgilerinden güç alıp hayatın eğlenceli kısmını da yaşamaya gayret ederler. Kızından öyle kolay vazgeçmeyen baba, ne pahasına olursa olsun onu bulup eve getirtmek için erkek kardeşiyle birlikte bir grup azılı adamı görevlendirir. Hindistanlı bir ailenin kızı olan Laila’nın üzerinde, babanın taşıdığı güçlü karaktere boyun eğmenin gelenek olduğu bir kültürde doğup büyümenin yükü vardır. Aile bağlarının kuvvetli olduğu baba evini terk etmenin ne denli büyük bir suç olduğu da aşikârdır. Bunun yanı sıra bir de erkek kardeşin, babanın gözündeki önemi vardır kuşkusuz.
Gecenin sessizliği ve ürpertisinde sevgilisinin içki almak için dışarı çıktığı bir vakitte karavanın kapısı vurulur. Gelen kişi erkek kardeştir. Laila ile aralarında geçen ve iç acıtan konuşma birden tartışmaya döner. Kız kardeşine zarar gelmesinden korkarak onu ikna etmeye çalışan erkek kardeş, itişme esnasında bir kaza sonucu hayatını kaybeder. Bu dakikadan sonra kovalamaca artık çok farklı boyutlara ulaşır. Kardeşi ve sevgilisi arasında kalmanın yanı sıra baba evinde kendisini bekleyen hesaplaşmadan da korkan Laila kaçmaya devam eder. Başarısızlıkla sonuçlanan kaçış macerası baba ve kızı karşı karşıya getirir. Erkek kardeşin yokluğunu da sorgulayan baba, olayı öğrendiğinde hayatının en zor kararıyla yüzleşecektir.
Filmin finalinde ise seyirciye bırakılan açık kapı, ağırlaşan yüreklere ufacık da olsa bir ışık olması adına, iyi ki de böyle bırakılmış dedirtecek cinsten. Değindiği konu itibariyle de bir ağırlığa sahip olan ve kendi ülkemizde de misallerine sıkça rastladığımız bu filmi izlemek, akıllardan uzunca süre çıkmayacak bir deneyime dönüşüyor.