“En Güzel Adamların, En Güzel Bilinmeyen Filmleri” ismiyle ( https://filmhafizasi.com/en-guzel-adamlarin-en-guzel-bilinmeyen-filmleri/ ) ilk ayağını oluşturduğum listenin geldik ikinci kısmına. İlk liste yazımın girişinde belirttiğim gibi, bir sinema filmini başarılı kılan çok sayıda etmen vardır. İyi bir yönetmen, iyi bir senarist, iyi bir teknik ekip ve iyi bir oyuncu, bu halkanın en önemli unsurlarını oluşturur. Fakat bir filmin albenisi konusunda esaslı belirleyici özne, oynayan baş aktör veya baş aktrisin performansının ve duruşunun seviyesidir. Salma Hayek’in Frida (2002), Demi Moore’un Ghost (1990), Kate Winslet’in Titanic (1997) ve Sharon Stone’un Basic Instinct (1992) ile bütünleştiği roller, aktrisler üzerinden bu tanıma verilebilecek en güzel örneklerdir. Sıra dışı oyunculukları ile güzelliklerini bütünleştiren ve sinema sektöründeki varlıkları tartışmaya çok açık olmayan yaşayan efsane kadın aktrislerin çok bilinmeyen, bilenlere de duyduğunda, “Aaa bu filmi hatırlıyorum.” dedirten kült filmlerini sizlere takdim ediyorum.
1- Merly Streep / Out of Africa (1985)
Kariyerinde 321 kez çeşitlere ödüllere aday gösterilip, bunların 163 tanesini kazanmış bir heykel avcısıdır, Meryl Streep. Ödüllerin sadece 11 tanesinin kazanılmış Oscar ve Altın Küre heykelleri olduğunu da ekleyelim. Out of Africa; kariyerinde çoktan ivmelenmiş Merly Streep’in orta yaş güzelliği dönemine denk gelen bir filmdir. Sydney Pollack’ın 7 Oscar, 3 Altın Küreli bu filminde, Danimarkalı soylu bir aileye mensup bir karakteri canlandıran Streep, barones ünvanı alabilmek adına evlendiği Bror Blixen (Klaus Maria Branduer) ile 1913 yılının sömürü Afrika’sına kahve yetiştiriciliği yapmak adına yerleşir. Fakat Afrika’nın efsunlu coğrafyası, insanları ve âşık olacağı maceraperest Denys Hatton (Robert Redford), onun tüm hayatını değiştirecektir.
2- Cate Blanchett / Veronica Guerin (2003)
Suç, gizem ve gerilim sineması türünün usta yönetmeni Joel Schumacher’in, Avustralyalı güzel Cate Blanchett ile ilk ve son kez buluştuğu film, gerçek bir tarihi karakter olan İrlandalı gazeteci Veronica Guerin’in Dublin’deki uyuşturucu tüccarları ile mücadelesini konu alır. Elfimsi güzelliği ile Cate Blanchett’e olan hayranlığımız, bu filmdeki tarihi kadın figürünün yere sağlam basan duruşunu bize gerçekçi bir şekilde yansıtması ile katmerlenerek artar.
3- Kate Winslet / Sense and Sensibility (1995)
11 yaşında TV dünyasına adım atan Kate Winslet, büyüdükçe serpilen güzelliğinin de etkisiyle dönem dizilerinin aranan yüzü olmuştur. Henüz Lord of the Rings serisini çekmemiş Peter Jackson’un Heavenley Creatures‘i (1994) ile sinemaya adım atan Kate Winslet, Titanic (1997) öncesi ilk dikkat çeken performansını Ang Lee’nin Sense and Sensibility filmi ile gösterir. Emma Thompson ile başrollerini paylaştığı bu film, kendisine tarihte en genç yaşta ve aynı anda hem Altın Küre hem de Oscar’a aday gösterilen ilk aktris ünvanını kazandırmıştır.
4- Natalie Portman / Garden State (2004)
Güzel ve akıllı Mathilda’mız artık büyümüş ve kadınlığa adımını atmıştır. 2005 yılı Sundance Film Festivali’nin açılış filmi olan Garden State, hayatlarında sorunları olan üç farklı karakteri birleştiren bir yol hikâyesidir. Leon (1994), Star Wars serisi gibi sıra dışı filmlerle kariyer açılışı yapan Portman’ın sevimli ve başkalarının hayatlarına etki eden Sam karakteri izlenmeye değerdir.
5- Marion Cotillard / Les Jolies Choses (2001)
Fransız sinemasının yeryüzüne armağanı Marion Cotillard, Luc Besson’un Taxi serisi ile ilk defa dikkatleri üzerine çekmiştir. Fakat en büyük çıkışı, Hollywood’a transfer olmasını sağlayacak Jeux D’enfants (2003) ile gerçekleşmiştir. Les Jolies Choses, Cotillard’ın henüz Fransız sinemasının yeni yüzlerinden olduğu dönemlerde, ülke içinde ki kariyerini parlatan en önemli performansı olmuştur. Cotillard’ın Tom Hardy’nin Kray Kardeşler karakterlerinin ikisini birden canlandırdığı Legend (2015) filmindekine benzer bir performans sergilediği bu film, bambaşka karakter örnekleri sergileyen Marie ve Lucie isimli tek yumurta ikizlerinin hayatlarını konu alır.
6- Sandra Bullock / A Time to Kill (1996)
Bir başka Joel Schumacher filminde bu kez Sandra Bullock ile beraberiz. Kariyerine vasat aşk filmleri ile giriş yapan Bullock, Speed (1994) ile ilk kez kayda değer bir noktaya ismini taşımıştır. Önemli rollerin altından kalkabileceğinin sinyalini verdiği, birçok kötü filminden sonra gelen bu ikinci ciddi filmi, sonrasında Altın Küre ve Oscar ödüllerinin de bir nevi habercisi gibidir. Başrollerini Matthew McConaughey ve Samuel L. Jackson ile paylaştığı A Time to Kill’de; Kevin Spacey ve Oliver Platt gibi isimler de kendisine eşlik etmektedir. Filmin konusu; siyahilere yapılan ırkçılığın adalet dünyası üzerinden sorgulanması üzerine kuruludur.
7- Helen Mirren / Cal (1984)
Tıpkı Meryl Streep gibi bir ödül avcısı olan Helen Mirren’ın 40 yaşına basmadan önceki son filmi Cal‘da, güzelliğinin tüm ihtişamına tanık oluruz. IRA örgütünden ayrılmaya çalışan, kendisinden yaşça epey küçük Cal (John Lynch) ile aşk yaşayan Marcella’nın (Helen Mirren) hikâyesinin konu edinildiği filmin arka fonunda, İrlanda bağımsızlık mücadelesi, Katolik-Protestanlık mezhep çatışmaları yer almaktadır.
8- Charlize Theron / The Cider House Rules (1999)
Güzelliğini rolleri uğruna dezenforme etmekten hiç çekinmeyen üstün performans âbidesi Charlize Theron; bir roman uyarlaması olan The Cider House Rules‘da akademi dünyasının ilk kez ilgisine mazhâr olmuştur. Dönemin Amerikan hükümetinin kürtaj politikalarına eleştirel bir noktada duran film, 7 dalda Oscar’a ve 2 dalda da Altın Küre’ye aday gösterilmiştir.
9- Amy Adams / Miss Pettigrew Lives for a Day (2008)
Birbirinden tarz olarak tamamen farklı filmlerde, bambaşka tiplerdeki karakterleri başarı ile oynayan Amy Adams, narin yapısının çok dışında gösterdiği performanslar ile birçok önemli ödülün sahibi olmuştur. Frances McDormand ile oynadığı bu dönem filminde ünlü bir film yıldızı ve şarkıcıyı canlandırmaktadır. İşinden haksız bir şekilde kovulan Fransız kökenli İngilizce öğretmeni Guinevere Pettigrew’i (Frances McDormand) kendi ışıltılı dünyasının içine sokarak, birbirlerini bambaşka diyarlara götürecekleri, garip ve uyumsuz bu ikilinin maceralarını izleyeceksinizdir.
10- Angelina Jolie / Gia (1999)
Özel hayatı ile her zaman gündemdeki yerini koruyan Angelina Jolie’nin, aslında önemli bir oyuncu olduğunu unutmamak gerekir. Gia; Jolie’ye ikinci kez Altın Küre ödülü getiren, henüz bedenen bu kadar zayıf olmadığı ilk gençlik dönemlerine ait bir televizyon filmidir. En etkileyici oyunculuklarından birisine şahit olacağınız eserlerinin de başında gelir.
11- Julia Roberts / Flatliners (1990)
Karakteristik güzelliği ile 90’lı yıllara damgasını vuran en önemli kadın aktrislerden biri olan Julia Roberts’i romantik komedi ve drama türlerinde görmeye alışsak da, kariyerinde iki adet de korku/gerilim filmi yer almaktadır. Bunlardan ilki olan Flatliners, sinema dili ve farklı kurgusal alanda denemeleri ile türünü değiştiren en önemli eserlerden biri olmuştur. Sonrasında birçok korku/gerilim filminde göreceğiniz klişelerin ilk nereden çıktığını merak ediyorsanız kaçırmamanız gereken bir filmdir.
12- Nicole Kidman / Billy Bathgate (1991)
Tony Scott’ın Days of Thunder’ı (1990) ile Avustralya’dan Hollywood’a transfer olan Nicole Kidman daha ilk kayda değer filminde, dönemin en önemli jönlerinden Tom Cruise ile başrolü paylaşınca tüm spotları üstüne çekmiş ve ikinci Hollywood film teklifi de çok geçmeden kendisine iletilmiştir. Hem de ilk kez Altın Küre’ye aday gösterileceği ve başrolünü Dustin Hoffman ile paylaşacağı Billy Bathgate ile. Daha güzel bir kariyer açılışı olamazdı sanırım.
13- Jodie Foster / Bugsy Malone (1976)
1976 senesine kadar ABD televizyon dünyasının en aranan yüzlerinden biri olan Jodie Foster’ı beyazperdeye taşıyan filmlerden biri olan Bugsy Malone, sakar bir mafya komedisidir. Aynı yıla sığdırdığı birbirinden güzel üç filmi ile büyük dikkat çeken Jodie Foster’ın da ödüllerini sakladığı ayrı bir evi olduğundan hiç şüphem yok. Bu arada ilk sinema filmini merak ediyorsanız hemen söyleyeyim; Taxi Driver (1976).
14- Renee Zellweger / Jerry Maguire (1996)
Bridgette Jones serisi, Chicago (2002), Cold Mountain (2003) gibi nice başarılı filmin baş aktrisi ve bir başka karakteristik güzelllik Renee Zellweger, hemen hemen oynadığı her filmiyle ya Altın Küre’ye ya da Oscar’a aday gösterilmiş bir naif oyunculuk şahikâsıdır. Nicole Kidman’ın Hollywood kariyer açılışına benzer bir örneğe sahip olan Zellweger’de, The Whole Wide World (1996) filmi ile dikkatleri üzerine çektikten sonra, Tom Cruise ile başrollerini paylaştığı Jerry Maguire, tüm ABD’de tanınmasını sağlamıştır. Güzel bir romantik komedi olan film, Renee Zellweger’in televizyon dünyasından beyazperdeye transfer olduğu ilk yıllara sizleri götürür.
Bonus: Rachel McAdams / The Lucky Ones (2008)
Ee Scarlett Johansson, Penelope Cruz, Monica Bellucci, Sharon Stone, Meg Ryan, Salma Hayek, Anne Hatheway, Rachel Weisz…nerede dediğinizi duyar gibiyim. Belki oyunculuk olarak üst perdeden Michelle Pfeiffer, Jane Fonda, Keira Knightley, Halle Berry, Jennifer Connely, Ellen Burstyn gibi isimleri de bu listeye eklediğimizde haksızlık yaptığımız şüpheleri doğal kaçabilir. Haklısınız da. Ama onca güzel ve başarılı kadının arasından birilerini tercih etmek bu listenin bir kuralı olsa gerek. Rachel McAdams’ı buraya eklememin de tartışmaya açık olduğu aşikâr. Ama ben kendisi ile ciddi düşünüyorum. Biraz torpilim olsun istedim kendisine. Belki buradan sesimi duyar Rachel ((: Hayaller bir yana, gerçekler bu yana; The Illusionist’in (2006) yönetmeni Neil Burger’in ikinci önemli filmi olan The Lucky Ones, Irak harekâtı sonrası ülkesine dönen askerlerin sivil hayata adaptasyon sürecini anlatan konusunun gerçekçi ve başarılı örneklerinden birisidir. Son dönemlerde başarılı ve önemli ödülleri almaya aday filmlerde yer almaya başlayan Rachel McAdams için The Lucky Ones; gelecekte kariyerinden bahsedilirken iyi filmlerinden biri olarak bahsedilecektir.