İkinci Dünya savaşının devam ettiği yıllarda savaşın ekonomik, askeri ve psikolojik etkilerinin dolaylı olarak da olsa hissedildiği küçük bir Anadolu köyünde geçen filmde, köyün zengin ailesine Almanya’dan hediye olarak gelen bir kurt köpeğinin kuduz mikrobunu köydeki çocuklara buluşturmasıyla köyden kasabaya doğru gerçekleştirilen zor şartlardaki bir yolculuğun hikayesi anlatılır. Dönemin yerli filmlerinde sık rastlanmayan alegorik simgeleri ve unutulmaz kudurma sahnesiyle hafızalara kazınan filmin, üzerinde durulması gereken bir diğer özelliği ise tek bacağı olmadığı için askere alınmayan Topal Yakup (Tarık Akan) karakteriyle, kuduz olma tehlikesi taşıyan çocukların dış dünyadan gördüğü muamelede, merhametin, yalnızca insanların korunma içgüdüsünü sempatik gösteren işlevsiz bir siluet olduğunu ifade edişidir.