Altyazı Sinema Dergisi, Pier Paolo Pasolini dosyasıyla haziran ayını karşılıyor. Sinema tarihinin en etkili yönetmenleri arasında yer alan Pasolini, bu yıl 100. yaşını kutluyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalya sinemasının en büyük isimlerinden Pier Paolo Pasolini’nin tüm uzun metrajlı kurmaca filmlerinin ve belgesellerinin incelendiği Altyazı Dergisi’nin yeni sayısı, yönetmenin sinema yolculuğuna dair bütünlüklü bir tablo ortaya koymayı hedefliyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalya’sının en önemli politik, kültürel ve entelektüel figürlerinden biri olan, henüz yirmili yaşlarından itibaren şiirleri, romanları ve gazete yazılarıyla adını duyuran, ayrıca siyasi polemikleriyle de tartışma yaratan Pasolini, 1961 yılında yazıp yönettiği Dilenci’yle (Accattone) başlayan kısa ama çok verimli bir sinema kariyerine sahip. 1975 yılında, henüz 53 yaşındayken bugün hâlâ aydınlatılmamış bir cinayete kurban giden yönetmenin tüm uzun metrajlı kurmaca filmleri ve belgeselleri Altyazı’nın Haziran sayısında mercek altına alınıyor.
Yeni sayıda neler var?
Altyazı Sinema Dergisi Pier Paolo Pasolini dosyası, Necati Sönmez’in kaleme aldığı kapsamlı portre yazısıyla açılıyor. Sönmez, Pasolini’nin İtalya’nın kültürel ve siyasi hayatındaki konumunu yazılarından, filmlerinden örnekler ve fazla bilinmeyen anekdotlar eşliğinde aktarıyor.
Dergide Pasolini’nin İtalyan Yeni Gerçekçiliği etkileri taşıyan ilk iki uzun metrajı Dilenci ve Mamma Roma’yı (1962) Janet Barış, İsa Mesih’in hikâyesini “halka indirmeyi” hedefleyen Aziz Matyas’a Göre İncil’i (Il Vangelo Secondo Matteo, 1964) Kaan Denk, Pasolini sinemasında bir geçiş dönemine işaret eden Şahinler ve Serçeler’i (Uccellacci e Uccellini, 1966) Enis Köstepen, Antik Yunan tragedyalarından uyarlanan Kral Oedipus (Edipo Re, 1967) ve Medea’yı (1969) Coşkun Liktor, burjuva değerlerini hedef tahtasına koyan alegorik filmleri Teorem (Teorema, 1968) ve Domuz Ahırı’nı (Porcile, 1969) Engin Ertan, Orta Çağ’da yazılmış kanonik edebiyat metinlerinden uyarladığı Hayat Üçlemesi’ni Berke Göl, yönetmenin son ve muhtemelen en tartışmalı filmi Salo ya da Sodom’un 120 Günü’nü (Salò o le 120 Giornate di Sodoma, 1975) Burçin S. Yalçın ve kurmaca filmlerine kıyasla yeterince ilgi görmeyen belgesellerini de Öykü Sofuoğlu değerlendiriyor.
Altyazı’nın 220. sayısına altyazi.net/dergi üzerinden ulaşabilirsiniz.