“Kimse bizim kadar aşık değil, yanılıyor muyum? Çok tuhaf…“ Beraber yaşayan çift Verona ve Burt’ü bir sürpriz beklemektedir. Verona’nın hamile olduğunu öğrendiklerinde, zaten hayatlarından memnun olmamanın da etkisiyle, kızlarının geniş bir ailede büyümesi hayallerini Burt’ün anne-babasıyla sağlamayı düşünürler. Oysa Burt’ün ailesi iki yıllık uzun bir tatil için Belçika biletini ayarlamıştır bile. Bu noktada mutlu bir hayat kurma uğruna Amerika’nın bir ucundan diğer ucuna yapılan yolculuklar başlar. Tüm tanıdıklar gözden geçirilir, evleri ziyaret edilir ve toplumun içinde bulunduğu kara mizaha onların tam içinden tanık olunur. Sam Mendes “Amerikan Rüyası“ fikrini bir kez daha yıkmaya çalışırken bu kez belirgin bir fark kolayca hissediliyor: Away We Go, toplumun içinde bulunduğu onca karmaşa ve derin depresyona rağmen sık sık mizaha başvuran, umudun yitip yitmediğine dair sorular soran romantik ve iyimser bir öykü…