Dünya döndükçe
Umut fakirin ekmeği
Orhon Murat Arıburnu
Beautiful City (Yön: Ashgar Farhadi, 2004)
Çaresizlik ile ümit birbirine yaklaştıkça büyür, birbirine saldırdıkça yerleşir hayatın merkezine. Umut asla kaybolmaz ama en çaresiz anda en büyük gücü verir insana. Ancak hareket etmedikçe ümit etmenin de bir anlamı yoktur. Ümit edilene ulaşmak için yürüdükçe hissedilir umudun gerçekliği.
On altı yaşında işlediği bir cinayetten dolayı cezaevinde olan Akbar için tüm ümitler on sekizinci yaş günü pastasında sönmüştür. Zira yeni yaşı onun için idam cezasının infazı anlamına gelmektedir. Akbar’ın arkadaşı, hırsızlıktan içerde yatan A’la, tahliye edilmesine az kalmışken Akbar’ı kurtarmak için izin ister ve dışarı çıkar. A’la, Akbar’ın kız kardeşi ile birlikte her gün, Akbar’ın davacısının kapısına gidip yalvaracak, onu şikâyetinden vazgeçirmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.
A’la, dostunun ümidini almış ve yürüdüğü yolda büyütmüştür. Yalvardıkça, reddedildikçe, çaresizlikle düştükçe daha sıkı tutunur umuduna. En sonunda anlar ki ümit edileni kazanmak için kendinden bir şeyler kaybetmek zorundadır. A’la en sonunda çaresizliğin ümidi beslediği kadar, fedakârlığın da güzel günleri getireceğini anlar.
Deniz Berk Sayınhan