Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    3 hafta önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    1 ay önce
    The Greatest Showman (2017)
    Film Önerileri

    The Greatest Showman (2017)

    Ayşe Yapışık
    1 ay önce
    The Things You Kill (2025)
    Suç - Gizem

    The Things You Kill (2025)

    Rabia Elif Özcan
    2 ay önce
    Ben Is Back (2018)
    Drama

    Ben Is Back (2018)

    Merve Çolak
    2 ay önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    2 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar
    Kısa Filmler

    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar

    Fil'm Hafızası
    5 gün önce
    Wild Diamond (2024): Gösteri Çağında Parıltının Altındaki Karanlık
    Eleştiri - İzlenim

    Wild Diamond (2024): Gösteri Çağında Parıltının Altındaki Karanlık

    Nesrin Karadağ
    6 gün önce
    İzmir Kısa Film Festivali Hakkında Yusuf Saygı ile Söyleşi
    Röportajlar

    İzmir Kısa Film Festivali Hakkında Yusuf Saygı ile Söyleşi

    Fil'm Hafızası
    7 gün önce
  • HABERLER
    Ege Güneşi, 37. Girona Film Festivali’nde Yarışacak!
    Haberler

    Ege Güneşi, 37. Girona Film Festivali’nde Yarışacak!

    Ahmet Ege Çakırel
    9 saat önce
    İzmir Kısa Film Festivali Hakkında Yusuf Saygı ile Söyleşi
    Haberler

    İzmir Kısa Film Festivali’nde Altın Kedi Ödülleri Sahiplerini Buldu!

    Seher Kızılırmak
    11 saat önce
    Haftalık Sinema Özeti
    Haberler

    Haftalık Sinema Özeti

    İrem Naz Güvel
    18 saat önce
  • KISA FİLMLER
    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar
    Kısa Filmler

    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar

    Fil'm Hafızası
    5 gün önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    3 hafta önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    1 ay önce
    The Greatest Showman (2017)
    Film Önerileri

    The Greatest Showman (2017)

    Ayşe Yapışık
    1 ay önce
    The Things You Kill (2025)
    Suç - Gizem

    The Things You Kill (2025)

    Rabia Elif Özcan
    2 ay önce
    Ben Is Back (2018)
    Drama

    Ben Is Back (2018)

    Merve Çolak
    2 ay önce
    Dünya Yaşlanıyor, Sinema Yaşlılara ve Geleceğimize Bakıyor
    Savaş

    Ivan’s Childhood (1962)

    Nesrin Karadağ
    2 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar
    Kısa Filmler

    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar

    Fil'm Hafızası
    5 gün önce
    Wild Diamond (2024): Gösteri Çağında Parıltının Altındaki Karanlık
    Eleştiri - İzlenim

    Wild Diamond (2024): Gösteri Çağında Parıltının Altındaki Karanlık

    Nesrin Karadağ
    6 gün önce
    İzmir Kısa Film Festivali Hakkında Yusuf Saygı ile Söyleşi
    Röportajlar

    İzmir Kısa Film Festivali Hakkında Yusuf Saygı ile Söyleşi

    Fil'm Hafızası
    7 gün önce
  • HABERLER
    Ege Güneşi, 37. Girona Film Festivali’nde Yarışacak!
    Haberler

    Ege Güneşi, 37. Girona Film Festivali’nde Yarışacak!

    Ahmet Ege Çakırel
    9 saat önce
    İzmir Kısa Film Festivali Hakkında Yusuf Saygı ile Söyleşi
    Haberler

    İzmir Kısa Film Festivali’nde Altın Kedi Ödülleri Sahiplerini Buldu!

    Seher Kızılırmak
    11 saat önce
    Haftalık Sinema Özeti
    Haberler

    Haftalık Sinema Özeti

    İrem Naz Güvel
    18 saat önce
  • KISA FİLMLER
    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar
    Kısa Filmler

    13. Canlandıranlar Film Festivalinde Keşfettiğimiz Animasyonlar

    Fil'm Hafızası
    5 gün önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    2 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Film Analizleri

Bir Antik Yunan Efsanesi: Agamemnon’un Dilemması ve Kutsal Geyiğin Ölümü

Burcu Keskin Burcu Keskin
8 yıl önce
Film Analizleri, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 5 min
0
2
Bir Antik Yunan Efsanesi: Agamemnon’un Dilemması ve Kutsal Geyiğin Ölümü
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Hayal gücünün sınırları yoktu. Efsaneler yarattı. Bu efsaneler asırlarca anlatıldı, yetmedi sahnelendi, yazıldı ve çizildi. Homeros’un İlyada ve Odysseia’sı, Shakespeare bırakılan en büyük mirastı belki de. Bu miras katlanarak büyüdü ve biz onu Lanthimos’un katı kurallarla işleyen dünyasında izledik.

Homeros’un Agamemnon’u farkında olmadan Artemis’in kutsalını öldürdüğünde, Lanthimos’un Steven’ının aynı hataya düşeceğini bilemezdi. Fakat, ikisinin de cezalandırılması gerektiği açıktı. Çünkü Yunan tragedyalarında, göze göz ve dişe diş mantığıyla işleyen bir adalet sistemi vardı. Artemis’in kendisini affetmesi için Agamemnon’un yapması gereken, kızı Iphigeneia’yı kurban etmekti. Peki Steven, ne yapacaktı?

2000’li yılların beğenilen yönetmenlerinden biri olan Yunan asıllı Yorgos Lanthimos; Dogtooth(2009), Alps(2011) ve The Lobster (2015) filmlerinin kendine has dünyasıyla izleyicisinin sınırlarını zorlar ve böylelikle son yılların en çok konuşulan, filmleri dört gözle beklenen yönetmenlerinden biri olmayı başarır. Lanthimos’un sinemasında hiçbir şey sıradan değildir, fakat her şey o kadar sıradan bir akışla aktarılır ki bir insanın eşini bulamadığı için ıstakoza dönüşecek olması bile absürtlükten ve komedi olmaktan uzaklaşır, normalleşir ve hatta bir trajediye dönüşebilir. Lanthimos’u özgün kılan şey de tam olarak budur.

Yorgos Lanthimos; iki yıllık bekleyiş sonucunda sinema salonlarını doldurmuş seyircisini, bana kalırsa sinema tarihinin en doyurucu açılış sahnelerinden biriyle karşıladı. İsa’nın ölümünü anlatan bir ilahi türü olan Stabat Mater eşliğinde, bir ameliyat masasında atan kalbi izleyen seyirci filmin asıl sorununa tanıklık ettiğinin farkında değildi. Tanrının bir kutsalı ölmüştü ve bu durumun elbette bazı sonuçları olacaktı. Ameliyat sonrasındaki temizlenme ritüelinde kanlı eldivenler çıkarıldığında karşımıza çıkan bir çift temiz ve güzel el miydi bu sonuçlarla boğuşacak olan?

The Killing of a Sacred Deer (2017); başarılı bir kalp damar cerrahı olan Dr. Steven Murphy’nin alkollü bir şekilde girdiği ameliyatta hastasını kaybetmesi ve bunun sonucunda başına gelenleri anlatır. Lanthimos filmlerinin genel özelliği olan, soğuk ve yüzeysel ilişkiler Murphy’nin küçük dünyasında da etkilidir. İş arkadaşıyla kol saati üzerine yaptığı konuşmada veya dört kişilik çekirdek ailesinin yemek masasına misafir olduğumuz sahnelerde çocuklar ve ebeveynler arasında geçen diyaloglarda bu etkinin izleri görülebilir. Filmin kahramanları fiziken karşımızdadırlar, evet, fakat ruhen bir hiçliğe bakarız.Bu materyalist yaklaşım, seyirciyi “catharsis”e ulaştıracak duygusal özdeşlemeye bir nevi ket vurur. Bu da sonu kesinlikle “catharsis”e varan tragedya türünün bir örneğinden baz alınarak yapılan bir film için oldukça garip sonuçlanacak bir duruma varır. Bu nedenledir ki, özellikle The Killing of a Sacred Deer (2017) filminin sonunda, Lathimos seyircisini bir boşluğa düşürür ve “Ee, ne izledik biz şimdi?” sorusunu sordurur.

Dr. Steven Murphy’nin dünyası; göz doktoru olan eşi Anna, koroda şarkı söyleyen ve ergenliğe yeni adım atan kızı Kim, kurallara pek uymayan küçük oğlu Bob, anestezi uzmanı arkadaşı Matthew ve kimliğini ilerleyen zamanlarda öğrendiğimiz Martin’den oluşur. Lanthimos Martin’i, Homeros’un Artemis’i olarak karşımıza çıkarır ve Anna bunu fark ettiğinde dini bir ritüel olarak eğilir, Martin’in ayaklarını öper.

Dr. Murphy’nin hatasıyla ölen hasta, Martin’in spagetti yeme sahnesinde bahsettiği üzere; birebir benzemek istediği babasıdır. Filmin başından beri hastanın ölümünün kendi hatası olduğunu kabul etmeyen Steven, yine de Martin ile zaman geçirir, sorunlarıyla ilgilenir, hediyeler alır ve en sonunda ailesiyle tanıştırmaya karar verir. Bu noktadan sonra Martin, kalenin içerisine girmeyi başarmış Truva Atı gibidir. Evin genç kızını kendine âşık eder. Steven ile kurduğu yakınlık sayesinde hayatına daha fazla müdahale etmeye başlar. Steven ile annesi arasında bir ilişki kurmaya çalışır, Anna’ya Steven’ın kendisini annesiyle aldattığını söyleyerek aile dinamiklerini bozar. Fakat bunlar, adaleti sağlamak için yeterli değildir. Sonuçta Martin, bu filmin Artemis’idir.

Martin’e göre adalet, Murphy’nin ailesinden birini öldürmesiyle sağlanacaktır. Martin, bir cana karşılık başka bir can ister. Aksi takdirde, aile bireyleri önce yürüyemeyecek, ikinci olarak açlıktan ölene kadar yemek yemek istemeyecek, üçüncü olarak gözlerinden kan gelecek ve son olarak öleceklerdir. Bu süreç içerisinde Steven’ın bir karar vermesi gerekmektedir. Rasyonalist bir doktor olan Steven için kabul edilmesi imkânsız olan bu durum, zamanla göz ardı edemeyeceği bir hâl alır ve filmin sonunda Steven’a kurban etmesi için bir geyik gelmez. Rastgele açtığı ateşlerin birinde, filmin en masumu, küçük erkek çocuğu Bob hayatını kaybeder.

Ölen karakterin Bob olması, şansa dayatılmış olsa da, filmin başlangıcından beri izlerini gördüğümüz Freudyen yaklaşım bu durumu tartışmaya açık bir noktaya getirir. Filmdeki ana erkek karakterlerin, babalarıyla ve erkek olmak ile ilgili problemleri var gibi gözükmektedir. Steven’ın erkek olmayı öğrenebilmek adına babasına yaptığı mastürbasyon, Bob’un babasının kıllarıyla Martin’inkileri kıyaslaması, Martin’in herkesin babası ve kendisi gibi spagetti yediğini öğrendiğinde babasının ölümünden çok üzülmesi… Bu erkeklerin, karakterlerini oluştururken çizdikleri yolun babaları üzerinden geçtiği aşikârdır. Martin babası olmak isteyen bir çocukken Bob karakterini babası üzerinden kurmayan bir çocuktur. Babasının sözünü dinlemeyen Bob, büyüdüğünde annesinin mesleğini seçeceğini belirtir ve aynı şekilde annesi tarafından Bob’un aşırılıkları göz ardı edilir, her ortamda savunulur ve gurur duyulur. Davet sahnesinde Anna, Steven ve Matthew’in arasında geçen diyaloglarda, Anna Bob’tan ve başarılarından bahsederken, Steven’ın konuşmayı keserek konuyu kızı Kim’e ve onun regl olmasına getirmesi de buna bağlanabilir. Bu noktadan baktığımızda, Bob ve Steven’ın ilişkisinin sancılı olduğu ortadır ve Bob’un ölümü akıllara “Gerçekten tesadüfi mi ?” sorusunu getirir.

Lanthimos; filmlerini metoforlar üzerinden aktararak izleyicisini sürekli tetikte tutmayı sever. Steven’ın, babasının ölümü üzerine kendisini suçlayan Martin’e aldığı kol saati, Martin’in Steven’a verdiği süreyi anlatmak için başarılı bir metaforken, aynı zamanda yerinde bir ironi örneğidir. Bunun yanı sıra, Kim’in Martin’e söylediği Ellie Goulding’in Burn şarkısının sözleri ve filmin hikâyesi arasındaki ilişki Lanthimos’un hiçbir ögeye filmlerinde boşuna yer vermediğini gösterir. Tıpkı Kim’in kaçış sahnesindeki tiratları gibi…

Senaryosundaki bilmecelerle ve görsel anlatımındaki Hanekevari tadıyla The Killing of a Sacred Deer (2017); Lanthimos’un geçmişten gelene sunduğu saygıydı belki de.

Burcu Keskin

93 yılı Kasım’ında İstanbul’da doğdu. Filmlere olan ilgisinin sadece bir hobi olarak kalmasını istemedi ve lisans eğitimini sinema alanında tamamladı. Öğrencilik hayatı boyunca çeşitli projeler çekti, yönetti ve kurguladı. Şimdilerde bunları profesyonel olarak gerçekleştiriyor.

Etiketler: colin farrellnicole kidmanThe Killing Of A Sacred DeerYorgos Lanthimosyunanistan
Burcu Keskin

Burcu Keskin

93 yılı Kasım’ında İstanbul’da doğdu. Filmlere olan ilgisinin sadece bir hobi olarak kalmasını istemedi ve lisans eğitimini sinema alanında tamamladı. Öğrencilik hayatı boyunca çeşitli projeler çekti, yönetti ve kurguladı. Şimdilerde bunları profesyonel olarak gerçekleştiriyor.

YazarınDiğer Yazıları

    Farklılıklar Üzerine: BlacKkKlansman

    Farklılıklar Üzerine: BlacKkKlansman

    14 Ekim 2018
    L’amour en Fuite (1979)

    L’amour en Fuite (1979)

    9 Eylül 2018
    Domicile Conjugal (1970)

    Domicile Conjugal (1970)

    9 Eylül 2018
Sonraki Yazı
5. SETEM Akademi BAK ve Uluslararası İpekyolu Kısa Film Ödülleri  Sahiplerini Buldu!

5. SETEM Akademi BAK ve Uluslararası İpekyolu Kısa Film Ödülleri Sahiplerini Buldu!

Yorumlar 2

  1. Tuğrul says:
    7 yıl önce

    Sırf oyuncu kadrosu için konusunu dahi okumadan izlemeye başladığım bir film. Açıkçası böyle filmleri pek sevmem. Sıkar beni izlerken tavsiye üzere izlemeye başladıysam da ileri sara sara izlerim. Ama bu film öyle olmadı. İleri sarmadım saramadım. Aslında ilk başlarda o soğuk diyaloglar kapatma isteği uyandırmıştı. Ama Martin sahneye çıktıktan sonra tam tersi his uyandı içimde. Bu kadar itici, bu kadar uyuz edici, bu kadar gıcık bir karakter nasıl oldu da beni bağladı kendine hala anlamış değilim. Colin ile bu çocuk Barry idi adı herhalde döktürmüşler. Şimdi sizin yorumunuzu da okuyunca ‘vay dedim’, hakikaten ya dedim. Ayrı bir sevdim filmi.
    Filmi izlerken ‘Bu sahne niye var ki’, ‘ne gereksiz bir diyalog’ diye içimden geçirdiğim anlar, yazınızı okuduktan sonra anlam kazandı. Gerçi izlerken bir anlamı vardır diye düşünüp netten yorumlara bakma isteği uyandırdı bende. O yüzden buradayım ya tesadüfen de olsa. Hatta yatak odalarındaki birliktelik sahnesinin de bir anlamı var bence. Yazınızda geçmiyor ama Anna’nın hareketsiz uzanması, böyle nasıl diye sorması falan.
    Sonuç olarak güzel bir etki bırakan film ve yorumunuzla daha da güzel oldu teşekkürler. Artık takibimdesin.

    Yanıtla
  2. Tülin Erten says:
    5 yıl önce

    Yorumunuza bayıldım. Filmi dün seyrettim ve anlamadığım sahneler oldu. Sizi okuyunca aydınlandım ve çok takdir ettim. Teşekkürler. Emeğinize sağlık.
    Takipçiniz olacağım.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Yabancılaşmanın Estetiği: Dünya Tuhaf Dalga Filmleri

Yabancılaşmanın Estetiği: Dünya Tuhaf Dalga Filmleri

Zeynep İlay Erken
27 Ekim 2025

Ayvalık Film Festivali’nde Kaçırılmaması Gereken Türkiye Prömiyeri Filmler

Suretin Sesi, Düşüşün Yankısı: Sound of Falling  (2025)

Tuba Büdüş
22 Ekim 2025

EFF’nin Ardından Festival Yönetmeni Doç. Dr. Sırrı Serhat Serter ile Söyleşi

EFF’nin Ardından Festival Yönetmeni Doç. Dr. Sırrı Serhat Serter ile Söyleşi

İrem Yavuzer
8 Haziran 2025

Ölümü İmgelemek: The Shrouds (2024)

Ölümü İmgelemek: The Shrouds (2024)

İpek Ömercikli
1 Haziran 2025

Zamansız, Yersiz, Ama Bize Dair: David Lynch’in Ardından

Zamansız, Yersiz, Ama Bize Dair: David Lynch’in Ardından

Fil'm Hafızası
2 Nisan 2025

  • Hakkımızda
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Fil’m Hafızası – Keşfetmenin Keyfi
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In