Romantik komedi türü, her zaman popüler oldu lâkin insanlık ve zamanla beraber tür de evrim geçirdi. Popülerliği, geçiş dönemlerinde azalsa da türe yeni bir soluk getiren filmlerle tekrar yükselişe geçti. Nora Ephron’un yazıp Rob Reiner’ın yönettiği When Harry Met Sally… (1989), bizim çocukluğumuza denk gelen o ünlü romantik-komedi furyasını başlatan filmdir. Her filmde Meg Ryan veya Julia Roberts’ı görmekten bıkmamıza yol açacak kadar hem de.
Filmin kendisinden önceki türdeşlerinden farklılığı, zamana uygun olan liberalliğiydi. Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle insanlar, hayatı doyasıya yaşamaya başlamıştı. Ekonomik kriz gibi kısıtlayıcı bir olayın da uzun zamandır yaşanmaması gündelik hayatta özgürlüğün daha çok hissedilmesini sağlamıştı. Böyle bir ortamda kadın-erkek ilişkileri de özgürleşmişti, insanların cinselliği gündelik hayatta yaşamaları da artık olağan hâle gelmişti. Bir önceki nesil için tabu olan kimi eylemler, 80’lerin gençleri için sıradandı. Zaten Fast Times at Ridgemont High (1982) ve The Breakfast Club (1985) gibi yapıtlar, bu yeni vaziyeti gençlik filmlerinde işlemeye başlamıştı.
Amerika’nın hâlihazırda popüler yazarlarından olan Nora Ephron’un yaptığı yenilik ise günlük hayattaki bu değişimi klasik romantik-komedi kalıplarına uyarlamaktı. Ana cümlesi “Kadın ile erkek, aralarında cinsellik olmadan arkadaş olabilir mi?” olan bir senaryo yazdı ve 80’lerin yeni yüzlerinden Rob Reiner bunu rahat bir rejiyle peliküle aktardı. Böylece ortaya nükteli, ima etmektense söylemekten kaçınmayan, rahat ve keyifli bir romantik-komedi çıktı. Bu yazının konusu ise filmin en ikonik, popüler ve eğlenceli sahnesi olan meşhur orgazm taklidi sahnesi. Aşağıda da izleyebileceğiniz sahne, komik olduğu kadar düşündürücü de. Filmle ilgili kimi önemli ipuçları da içeriyor.
Harry ile Sally, bir öğlen yemeği sırasında, erkeklerin seksten sonra hemen ortadan kaybolması hakkında konuşmaktadırlar. Harry, tam bir erkek egosuyla, beraber olduğu tüm kadınları mutlu ettiğiyle övünürken Sally ona bir ders verir. Tam oracıkta enfes bir orgazm taklidi yapar. Üstelik o kadar gerçekçidir ki yan masadaki kadın, garsondan Sally’nin siparişini ister.
Sahne oldukça komik olsa da onu ayrıca zeki yapan unsur, o zamana kadar cinsellik konusunda hep erkeklerin gölgesinde kalan kadınların bu sefer kontrolü ele geçirip erkekleri fena alt etmesi. Sally özetle “Siz, erkekler seks hakkında her şeyi bildiğinizi sanıyorsunuz. Hâlbuki bir kadının orgazm olup olmadığını bile bilmiyorsunuz çünkü bencilsiniz!” diyor. Haklı mı? Haklı valla! Bu yüzden de Harry ağzını açamıyor, tıpkı sahneyi izleyen erkeklerin gülseler de bir durup düşünecekleri gibi. Nora Ephron’un türe kattığı yeniliğin özü işte bu! Türün klasiklerinden It Happened One Night (1934), His Girl Friday (1940) veya Annie Hall‘da (1977) her ne kadar iki taraf eşit gözükse de ana kararları alan ve finalde seçimi yapan hep erkekler oluyordu. Bu sefer saflar değişiyor. Cinsellik gibi tabu sayılan ve (hiç olmazsa sözel olarak) hep erkeklerin at koşturduğu bir konuda bile, kadınlar karşı cinse ağızlarının payını verebiliyor. Bu eğilimi tüm filmde de görebiliriz. Zaten finale doğru -türün şaşmaz gereği olarak- ikiliyi ayıran neden de Harry’nin beraber oldukları geceden sonra yine aynı vurdumduymazlıkla (ama bu sefer bolca şüpheyle ve ne yapacağını bilemez bir hâlde) Sally’nin evinden ayrılması oluyor. Böylece Sally ikinci kere Harry’yi alt etmiş oluyor.
Popüler kültüre bolca etkisi olan sahnenin yıllar boyunca bir sürü benzeri çekildi. Hatta uçakta şampuan kullanırken orgazm olan bir kadını gösteren ama filmdeki sahneyi taklit ettiği aşikâr olan 90’lara ait bir reklam bile hatırlıyorum. Sahnenin çekildiği restoranın bu sayede gayet popüler olduğu da başka bir gerçek. Duyduğuma göre, masayı aynen muhafaza ediyorlarmış. Sahne hakkındaki son bir bilgi de, sonundaki ünlü repliği söyleyen figüran hakkında; kendisi yönetmenin biricik annesi oluyor.
Meg Ryan’ın orgazm taklidi, türün ana kalıplarını değiştirmese de ilişkilere bakış açısını değiştiren When Harry Met Sally…‘nin kilit sahnelerindendir. Açık ara en popüleridir ayrıca. Lâkin gülerken düşünmemizi de sağlayan bu zeki sahne için Nora Ephron’a ve Rob Reiner’a saygılarımızı sunalım.