Diğer adıyla The Cave of the Yellow Dog, Almanya’da yaşayan Moğolistan doğumlu Byambasuren Davaa’nın ikinci filmidir. Batı Moğolistan’ın uçsuz bucaksız çayırlıklarında geleneksel yöntemlerle yaşayan bir ailenin günlük hayatına odaklanan film, etkileyici görselliğiyle nefes kesip derin bir arınma etkisi yaratmaktadır. Batchuluun ailesinin en büyük çocuğu olan Nansal, şehirdeki eğitimine ara verildiği için güvenli bir kulübeye benzeyen evlerine döner. Kendisinden koyun sürüsüne sahip çıkmak, ailenin ritüellerini devam ettirmek gibi şeyler istenirken, o mağarada saklanmış Zochor adını verdiği sevimli bir köpek yavrusu bulup kendileriyle kalması için ailesine kabul ettirmeye çalışır. Nansal’ın babasının kurt saldırılarıyla ilgili endişeleri vardır ve Zochor’un kurtlarla yaşadığını düşündüğü için kalmasına izin vermez. En iyi arkadaşını kaybetmek üzere olan Nansal’ın işi hiç de kolay değildir. Adını reenkarnasyon üzerine geleneksel bir fabldan alan film, kurmaca olduğu kadar pek çok doğaçlama sahne içerir ve gerçek karakterlerin gerçek hayatına odaklanır.