Richard Ayoade, The Double‘da, yer ve zaman kavramlarını hissettirmeksizin, karakterleri ön plana çıkarıyor. Bunu yaparken de baştan başa hayal gücüne dayalı yeni bir dünya kuruyor. Bu açıdan Kubrick’in A Clockwork Orange (1971)’daki özgün atmosferini hissettirdiğini söylemek mümkün. Ana karakter Simon, ortalama bir gününü işi, evi ve huzur evindeki annesini ziyaret ederek geçiren, sessiz, çekingen ve ürkek bir genç adam. Ofisteki fotokopici kız Hannah’dan çok hoşlanmasına rağmen, ezik karakteri ona açılmasına bir türlü izin vermez. Bir gün, iş yerine, görüntüde kendisine tıpa tıp benzeyen fakat karakterde bire bir zıt olan, kendine güveni tam, atılımcı ve cesur James gelir. James’in varlığı Simon’un kendisini keşfetmesi ve neyi istediğini bulabilmesi için bir katalizör etkisi yaratır. Öyküsü, Dostoyevski’nin “Öteki” isimli eserinden alınan The Double, Türkiye’de ilk defa 13. Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterime girdi.