Yazarlık, büyük ölçüde dili kullanma becerisi ve ifade etme yetkinliği üzerine inşa edilse de hayal gücü olmaksızın kusursuz biçimde sıralanmış kelimeler, bir portreyi renklendirmeye yetmez. Hayal gücünden yoksun bir yazar olan Alvaro’nun hırsla peşinde koştuğu şey de gerçeklerle örülü duvarların ardındaki kurgusal dünyadır. Alvaro, bu dünyanın kapılarını bir yazarlık okuluna giderek çalar ilk defa. Geceleri burada ders alarak yaratıcı yazarlık becerisi kazanmaya çalışır. Ne var ki masum görünen bir tutku, kendini çaresiz hisseden yazarın zihninde hırsa dönüşerek tehlikeli boyutlara ulaşır. Karısı Amanda’nın onu aldatması üzerine yeni bir evde, kendine yeni bir hayat kuran Alvaro’nun durumu gittikçe kötüleşir. Zamanla komşularını da içine katan çetrefilli bir roman kurgusu, Alvaro için gerçek hayatın yerini almaya başlar.
Özgün kurgusuyla İspanyol dramasının belirgin özelliklerini yansıtan El Autor, en güçlü yapımlar arasında yer almasa da komedi unsurlarını da barındıran ve gerçek ile kurgu arasındaki psikolojik çatışmayı, temposunu yitirmeden anlatan gizemli bir yolculuk.