PHILIP SEYMOUR HOFFMAN (1967-2014)
Philip Seymour Hoffman’ı geçtiğimiz yıl, genç sayılabilecek yaşta meçhul bir sebepten dolayı kaybetmemize rağmen; o beyazperdedeki olağanüstü performansı ve oyunculuktaki ustalığı sayesinde sinemanın unutulmaz isimleri arasında yerini aldı. Şüphesiz ki oyuncunun 2005 yapımı Capote filminde Truman Capote’u canlandırması kendi oyunculuğuna dair algının çıtasını yükseltmiş, biyografik karakter oyunculuğunda çığır açmıştı. Buradaki rolüyle inanılması güç bir performans sergilemiş ve karakteri “oynamak” değil de, neredeyse “karakterin kendisi” olarak izleyenleri şaşırtmıştı. Bu rolüyle de en iyi erkek oyuncu Oscar’ına layık görülmüştü.
Görünümü, fiziği ve sesi çarpıcı bir biçimde dönüşüm geçiren oyuncu, zaten zor ve sıradışı bir karakter olan Truman Capote’un vücut hareketlerini, mimiklerini ve sesini hemen hemen birebir duygusunu vererek ve davranışlarındaki anlamlarla yaşattı. Aksanı ve Truman Capote’un konuşmasındaki çocuksu ince tonu da neredeyse birebir aktardı. In the Cold Blood adlı gerçek bir olaydan beslenen romanını yazmak için iki katille yaptığı araştırmalar; Perry Smith ve Dich Hickcock’un darağacı yolunda yaşattığı gerilimler ve çelişkiler, Capote’un içinde bulunduğu yaşanmış olay örgüsü tekrar yaşanırmışçasına karşımıza Philip Seymour Hoffman tarafından sahnelendi.
Truman Capote şahsına münhasır bir kişi olmakla birlikle toplum tarafından “garip” olarak tanımlanan ve kendisinin dediği gibi kimsenin konuşmadığı birisi. Liseyi terk etmiş, üst düzey bir tahsile sahip olmamasına rağmen edebiyatta son derece başarılı. Philip Seymour Hoffman, Capote’un bütün geçmişini ve şartlarını tartarak onun kişiliğine bürünebilmiş. Truman Capote fazla yakınlaştığı Perry Smith’in ve onların idam edilişlerinin hafızasına kazınması yüzünden roman ve kitap yazmayı, edebiyata yeni bir soluk getirdikten sonra bırakmış ve alkolizmin getirdiği komplikasyonlar yüzünden hayatını kaybetmiştir. Truman Capote’un egzantrik halleri ve özel kişilik yapısının kaynağında geçmişinden gelen gerçekler yatıyordu. Philip Seymour Hoffman bu irdelemeyi mükemmel bir şekilde yapmış. Truman Capote’un geçmişinden ve çocukluğundan kaynaklanan kişilik yapısının farkındalığına Philip Seymour Hoffman’ın sahip olduğunu ve bu nedenle bu denli bir özdeşim kurarak karaktere can verdiğini de söyleyebiliriz.
Truman Capote ve Philip Seymour Hoffman’ın ortak yanlarından biri de hayata benzer şekilde, madde kullanımı ve alkolizm komplikasyonları sebebiyle, belki çoğu zaman büyük yetenekleri ve sanatçı olmanın verdiği duygusal tarafla başa çıkamama durumunda girilen bir girdaba yönelmişlerdir.
Elif Bulut