Yaptıklarını, konuştuklarını kim unutabilir sevgilim? Hangi karanlık unutturabilir sevgilim? Olmuşları, olanları kim unutturabilir? Korku unutturabilir mi sevgilim? Yaşam mı? Zulüm mü? Dünyanın zevki sefası mı sevgilim? Yoksa ölüm mü unutturacak sevgilim? Hayır, hiçbir karanlık unutturamaz sevgilim.
Hrant Dink 12 yıl önce 19 Ocak’ta İstanbul’da bulunan Agos Gazetesi’nin çıkışında üç el silah atışıyla öldürüldü. Arkadaşları, ailesi, tüm sevenleri, vazgeçmeden ‘Buradayız Ahparig’ diyerek adalet arayışını sürdürüyor, hâlâ.
Hüseyin Karabey’in animasyon sanatçısı Aksel Zeydan Göz ile birlikte hazırladığı Hiçbir Karanlık Unutturamaz (2011) bu adalet arayışının sinemaya düşmüş bir ruhu. Rakel Dink’in Hrant’ın cenazesine katılan iki yüz bin kişiye okuduğu mektubun canlandırması olan animasyon, adalet ve barış arayışımızı, sorguladığımız karanlığı ve güvercin tedirginliğimizi, bir görünüp bir kaybolan siyah ve beyaz çizgiler ile ölümsüzleştiriyor.
Cenazeye katılan ‘Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz’ yazısını taşıyan binlerin silüeti ve milyonların vicdanı siyah beyaz çizgiler ile iç içe giriyor, Hrant ölümsüzleşiyor, biz de tek beden oluyoruz.
Hüseyin Karabey’in altı yıl önce çektiği, toplumsal belleğimizin en karanlık olaylarından birini canlandıran animasyonun halen ilk günkü kadar taze, ilk günkü kadar hüzünlü ama bir o kadar da umut dolu olmasının asıl nedeni Rakel Dink`in sevgiden, sevmekten vazgeçmeyin diyen, adalet isteyen ve karanlığı sorgulatan sözleridir:
“Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim”