Çağdaş Tayvan sinemasının en önemli isimlerinden Tsai-Ming Liang’ın dünya prömiyerini, Venedik Film Festivali’nde yapıp ülkemizde de 27. İstanbul Film Festivali’nde gösterilen sarsıcı bir deneyim.Paralize olmuş bir genç ve dayak yiyen bir yabancıyla kasvetli bir şekilde açılan filmde, mültecilerin taşıdıkları bir döşekle kaldıkları şantiyeye getirilen bu yaralı yabancının beraberinde getirdiği aşkı ve arzuyu sürekli ordan oraya taşınan döşekle, orman yangınları nedeniyle şehre çöküp günlerce gitmeyen pusla ve dolup taşan sularla yansıtan bu filmde, sözcüklerin yerini bakışlar ve dokunuşlar alıyor. Filmi tasarladığı sıralarda hasta bir yakınının bakımını üstlendiğini söyleyen Tsai Ming Liang, yaşadığı bu durumu filme bir tema olarak yerleştirmiş. I Don’t Want to Sleep Alone incinmiş insanlığın bakımını üstlenir gibi bir ruha sahip.