Aaahh Belinda (Atıf Yılmaz – 1986)
Ataerkil düzende kadına biçilen tüm rolleri reddeden, buna rağmen kendini bir anda tüm reddettiği değerlerin başkarakteri olarak bulan Serap’ın hikâyesi; bir yandan kadının toplumdaki yerini sorgulatırken bir yandan da yarattığı fantastik evrenle tadına doyulmaz bir seyirlik servis etmeyi ihmal etmiyor. Aaahh Belinda, alışılmış normların dışında hayat süren, kendi hâlinde modern bir kadın olan Serap’ın, Belinda isimli bir şampuan firmasının reklamında oynaması ile değişen hayatını odak noktasına alır. Sahi, oynadığınız karakterin dünyasına hapsolsanız ve o karakter şimdiye kadar karşısında durduğunuz tüm zayıf özellikleri taşısa ne yapardınız? İşte bu ilginç noktadan filizlenen ve birbirinin tamamen zıttı iki kadın arasında gidip gelen Serap’ın hikâyesinin anlatıldığı Aaahh Belinda, her ne kadar fantastik bir komedi olsa da içerdiği mesajlarla yer yer toplumcu-gerçekçi bir hüviyete de bürünebilmektedir.
İlk dakikasından son dakikasına kadar kadını metalaştıran tüm değerleri mizahi bir dille eleştiren film, şüphesiz ki sinemamızın en nevi şahsına münhasır yapımlarından biri olarak da hafızlarımızda yer etmektedir. Yönetmenliğini Atıf Yılmaz’ın yaptığı, başrollerini Müjde Ar ve Macit Koper’in paylaştığı filmi, dönemine göre oldukça sürreal olan yapısıyla da muadillerinden ayırabilmekteyiz.
Made in Dagenham (Nigel Cole – 2010)
XXI. yüzyıla geldiğimizde insanoğlunun birçok hakka sahip olduğunu görmekteyiz. Ancak bu haklar, çoğu zaman büyük mücadeleler sayesinde kazanılmış ve gelecek nesillere armağan edilmiştir. İşte bu olaylardan birine ışık tutan Made in Dagenham, Ford fabrikasında çalışan bir grup kadının erkeklerle eşit maaş almak adına ayaklanmalarını konu almaktadır. Gerçek bir olaydan esinlenilen film, cinsel ayrımcılığı yıkmayı hedefleyen ve bu nedenle de haklarını savunan güçlü bir kadın topluluğunu ele alırken, bir yandan da direnmenin ne denli büyük bir kudret olduğunu yeniden hatırlatmaktadır. Filmi asıl özel kılansa, tüm bu aktivist hareketi mizahi bir atmosferle izleyenlerine sunabilmesinde gizli.
İşçi kadınların, feminen bir tavırla adeta tüm dünyayı karşılarına aldıkları bu filmde, onların attığı her adıma hayran olacak ve kendinizi bir anda onların yanında saf tutarken bulacaksınız. Nigel Cole’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, Sally Hawkins, Bob Hoskins ve Rosamund Pike gibi isimlerin başrolü paylaştığı film, kazanılan kadın haklarının ne gibi evrelerden geçerek bugüne geldiğini anlatması hasebiyle, oldukça değerli bir yerde durmaktadır.
(Polat Öziş)