2002 yılında Sundance Film Festivali’nde seyirci karşısına çıkan ve sonrasında Avrupa festivallerinde pek çok ödül kazanan film, zor bir çocukluktan kalan travmaların tortusuyla yetişkinliğe adım atan veteriner asistanı May’in, insanlar ile kaynaşma isteğindeki girişimlerinin umutsuz sonuçlarıyla gelişen psikolojik bir gerilimdir. Göz tembelliği yüzünden, annesinin isteğiyle göz bandı takmak zorunda kalan May, bu görüntüsü yüzünden arkadaşları arasında sürekli alay konusu olur ve dışlanır. Bu dışlanma ile sosyal yabancılaşmaya maruz kalan çocuğuna arkadaşlık etmesi için bir doğum günü partisinde, fanus içinde özel tasarlanmış el yapımı bir porselen bebek annesi tarafından May’e hediye edilir. Yetişkinlikle birlikte bastırılmış duygularıyla da yüzleşen May, bu güdüleri için kendisine fanus içindeki bebekten daha yakın birine ihtiyaç duyacak, fiziksel deformasyonları yüzünden kaldığı yalnız dönemlerinde edindiği biçki-dikiş gibi hünerlerini kendisine arkadaş edinmek için kullanmaktan da geri kalmayacaktır. Türünün ustalarına ait emsallerinden aldığı tematik ve atmosferik zenginlik ile Angela Bettis’in sevimlilikle, irite etmek arasında seyreden May karakterine kattığı kusursuz ruh hali filmin kendinden söz ettirmesinde en büyük etkenlerdir.