Avrupa başkentlerini filmlerine mekan seçen Woody Allen, Londra ve Barcelona’dan sonra, bu sefer Paris’te entelektüel bir aşk hikayesi anlatıyor. Bir roman yazmaya çalışan Gil, geçmişe ait olduğunu ve geçmişte yaşamanın daha güzel olduğunu düşünür. Geçmiş tutkusu, Golden Age’den bu yana sanatın başkenti olmuş Paris tarafından görmezden gelinmez. Gil her gece yarısı Paris’in geçmişini ve eski entelijansiya tayfasını görmek üzere yola çıkar. Owen Wilson ve Marion Cotillard’ın popülaritesine ek olarak, Hemingway, Fitzgerald’lar, Buñuel, Dalí ve daha pek çok yıldız ismi görebileceğimiz yapım, Paris’in yağmurlu caddelerinde geçen yarı fantastik, yarı romantik bir hikaye.