Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    Prince of Darkness (1987)
    Film Önerileri

    Prince of Darkness (1987)

    İpek Ömercikli
    2 hafta önce
    Decision To Leave (2022)
    Film Önerileri

    Decision To Leave (2022)

    Ayşe Yapışık
    2 hafta önce
    Other People’s Children (2022)
    Drama

    Other People’s Children (2022)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    2 hafta önce
    Dead of Winter (2025)
    Suç - Gizem

    Dead of Winter (2025)

    İrem Yavuzer
    3 hafta önce
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    2 ay önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    2 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Günah Kadar Masum: Left-Handed Girl (2025)
    Eleştiri - İzlenim

    Günah Kadar Masum: Left-Handed Girl (2025)

    Rabia Elif Özcan
    3 gün önce
    Mavi ve Dingin: Hiver à Sokcho (2024)
    Eleştiri - İzlenim

    Mavi ve Dingin: Hiver à Sokcho (2024)

    Selin Tanyeri
    1 hafta önce
    Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi
    Röportajlar

    Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi

    Tuba Büdüş
    1 hafta önce
  • HABERLER
    Leonardo DiCaprio’dan AI yorumu: “Sanat ancak insandan gelebilir”
    Haberler

    Leonardo DiCaprio’dan AI yorumu: “Sanat ancak insandan gelebilir”

    Evin Arslan
    6 saat önce
    Jennifer Lawrence ve Josh Hutcherson The Hunger Games Serisine Geri Dönüyor
    Haberler

    Jennifer Lawrence ve Josh Hutcherson The Hunger Games Serisine Geri Dönüyor

    Elif Arı
    2 gün önce
    Yunanistan Sineması Günleri’nde En İyi Kısa Film Zange Seçildi
    Haberler

    Yunanistan Sineması Günleri’nde En İyi Kısa Film Zange Seçildi

    Ekin Taneri
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    A Kind of Testament (2023)
    Kısa Filmler

    A Kind of Testament (2023)

    Büşra Yayla
    2 hafta önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    3 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    3 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
    Prince of Darkness (1987)
    Film Önerileri

    Prince of Darkness (1987)

    İpek Ömercikli
    2 hafta önce
    Decision To Leave (2022)
    Film Önerileri

    Decision To Leave (2022)

    Ayşe Yapışık
    2 hafta önce
    Other People’s Children (2022)
    Drama

    Other People’s Children (2022)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    2 hafta önce
    Dead of Winter (2025)
    Suç - Gizem

    Dead of Winter (2025)

    İrem Yavuzer
    3 hafta önce
    No Other Choice (2025)
    Film Önerileri

    No Other Choice (2025)

    Fil'm Hafızası
    2 ay önce
    Twilight (1990)
    Korku - Gerilim

    Twilight (1990)

    İrem Yavuzer
    2 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
    Günah Kadar Masum: Left-Handed Girl (2025)
    Eleştiri - İzlenim

    Günah Kadar Masum: Left-Handed Girl (2025)

    Rabia Elif Özcan
    3 gün önce
    Mavi ve Dingin: Hiver à Sokcho (2024)
    Eleştiri - İzlenim

    Mavi ve Dingin: Hiver à Sokcho (2024)

    Selin Tanyeri
    1 hafta önce
    Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi
    Röportajlar

    Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi

    Tuba Büdüş
    1 hafta önce
  • HABERLER
    Leonardo DiCaprio’dan AI yorumu: “Sanat ancak insandan gelebilir”
    Haberler

    Leonardo DiCaprio’dan AI yorumu: “Sanat ancak insandan gelebilir”

    Evin Arslan
    6 saat önce
    Jennifer Lawrence ve Josh Hutcherson The Hunger Games Serisine Geri Dönüyor
    Haberler

    Jennifer Lawrence ve Josh Hutcherson The Hunger Games Serisine Geri Dönüyor

    Elif Arı
    2 gün önce
    Yunanistan Sineması Günleri’nde En İyi Kısa Film Zange Seçildi
    Haberler

    Yunanistan Sineması Günleri’nde En İyi Kısa Film Zange Seçildi

    Ekin Taneri
    2 gün önce
  • KISA FİLMLER
    A Kind of Testament (2023)
    Kısa Filmler

    A Kind of Testament (2023)

    Büşra Yayla
    2 hafta önce
    Adisyon (2025)
    Kısa Filmler

    Adisyon (2025)

    Günsu Akçatepe
    3 ay önce
    Teamül (2023)
    Kısa Filmler

    Teamül (2023)

    Günsu Akçatepe
    3 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Film Analizleri

O Şehirde Büyük Rüzgâr Vardır: The Salt of the Earth

Dilan Salkaya Dilan Salkaya
10 yıl önce
Film Analizleri, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 7 min
0
0
O Şehirde Büyük Rüzgâr Vardır: The Salt of the Earth
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

İnsanlığın sesleri hep birbirine karışır. Vızıltı, müzik, duman ve is, toplamında bir büyüye varır. Satırların birbiri üzerine dizildiği bu hikâyede sen eksilirsen, herkesin düşme ihtimali artar. Piramitlerin, Babil Kulesi’nin, Kral Solomon’un madenlerinin inşasının, insanlık tarihi için çalışan, topraktan gelen ve toprağa dönen zamanın hikâyesi bu. Sınıf, kültür, mezhep ayrımı olmaksızın herkesin zengin olma hayaliyle merdivenleri tırmandığı ve merdivenlerden düştüğü, bir göğü görüp bin kere sıcağı ensesinde hissettiği, onların kurduğu dünyanın üzerine senin ve benim yerleştiğimiz eşitsizliğin hikâyesi…

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-92

Makinesiz, insan eliyle, insanlıktan yükselen vızıltının kudretiyle, birbirine karışan geçmiş ve yarınla, onların arasında bir sınır gibi duran köprüyle başlıyoruz: şimdiyle. Brezilyalı fotoğrafçı Sebastião Salgado’nun kareleriyle insanlık tarihine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. İlk durağı Endonezya olan The Salt of the Earth (2015), yerlilerin fotoğraf makinesiyle tanışmasıyla, geçmişle bugünün ikinci köprüsünü kuruyor. Işık geride kalıyor, bir fotoğrafçı gölgeyle dünyayı yeniden yazıyor. Ateşin icadından bu yana en hararetli yolculuk bu.

Sebastião Salgado, oğlu Juliano Ribeiro Salgado ile birlikte bir seyahate çıkar, Wim Wenders da bir dış göz olarak onlara eşlik eder. Wenders’ın Juliano ile birlikte yönettiği The Salt of the Earth, ünlü fotoğrafçının hayatını, yürüttüğü ve yarattığı projeleri kapsar. Salgado’nun gezegene ve kozmik evrene, küresel kapitalizme, insanlığın vahşetine, sömürüye, insanı arsızlaştıran egemenlik hırsına açılan fotoğraflarıyla birlikte, son periyodun en başarılı belgeseli ortaya çıkar.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-86

Salgado’ya göre her şey Brezilya’nın küçük kasabası Aimores’te başladı. Gezegenin en büyük maden kaynağı olan bölgeden trenlerle tüm dünyaya cevher taşındı. Yedi kız kardeşin arasında büyüyen Salgado, bu bölgede doğdu ve o vagonlara karışıp dünyaya yayıldı. İktisat eğitimi aldığı yıllarda kariyerini yarıda bırakıp hayatının aşkı Lelia ile evlendi, ülkesini terk edip uzaklara yolculuk yaptı ve tüm bunları yaparken aklında hep fotoğrafın, ışığın izi kaldı. Bir Saraguros efsanesine göre, Tanrılar dünyaya insanları izlemek ve cenneti kimin hak ettiğini görmek için dönerler. Latin Amerika’ya yaptığı geziler sırasında Sebastiao’nun duydukları bunlardı ve o, yerliler için cennetten gönderilmiş bir elçiydi. Çünkü makinesinin küçücük aralığından onları izliyor ve kaydediyor; daha da garibi, her gittiği yerden bir parçayı da beraberinde taşıyordu.

Güney Amerika gezileri ona “The Other Americas” serisini yaptırırken; oğlu Juliano, neredeyse babasız büyümüştü. Otuz sene sonra bugün Juliano, babasına denizayılarını fotoğraflamak için katılmış, otuz sene sonra, baba olarak tanıdığı macera adamını keşfe çıkmıştı, Wim Wenders ile birlikte.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-66

Güney Amerika seyahatinin ardından Brezilya’daki askeri diktatörlük rejimi düşünce, Salgado ve Lelia tekrar Brezilya’ya uçtu. Yanlarında, Juliano dışında, down sendromlu doğan ancak ailenin aşkıyla kelimesiz bir dille konuşmayı başarabilen ikinci oğulları Rodrigo da vardı. Salgado, Brezilya’ya döndüğü ilk altı ayda, ülkesinin bilmediği yerlerini gezdi. Brezilya’nın kuzeydoğusunda insanlık, onlarca kez kullanılmış kiralık tabutlarla mezarlara taşınırken; vaftiz olamadan ölen gözü açık çocuklar, sonsuza dek yollarını aramak üzere Limbo’ya* gönderiliyordu. Salgado’nun birbirini takip eden, farklı kıtalarda gerçekleştirdiği projelerle, insanlık tarihinin acıya sürüklenen vahşi hikâyesi de ortaya çıkıyordu. Kıtlık, yoksulluk, güçsüzlük, yaşam ile ölümün en yakın olduğu anlara tanıklık, kat edilen her kilometrede çoğalırken; bu sefer yolculuk, gençliğin, acıdan yaşlanmış yüzlere, içi boşalan gözlere teslim olduğu, hayatın devamının ölüm olduğu tek kıtaya, Afrika’yaydı. Etiyopya’dan Sudan’a sürülen onca insan, hükümetin adaletsiz ve dürüst olmayan politikaları nedeniyle yiyeceğe ulaşamıyor ve yemek için yürüyordu. Etiyopya’daki kıtlık, 1990’larda Ruanda ile Kongo’daki soykırıma şahitlik, Salgado’nun, hayatının en derin acısıyla karşılaşmasına neden olmuştu.

Dünyayı inşa eden bütün erkeklere ve kadınlara olan saygısını göstermek için sayısız ülke ve bölge gezip işçileri fotoğraflayan Salgado, “Workers”ı sağır edici bir çabanın sonucunda tamamlamıştı. Birinci Körfez Savaşı sonunda ateşe verilen petrol kuyularının patlama anlarını dahi kaydetmek isteyen Salgado, 1991’de Kuveyt’teydi. Patlamanın kuvvetli seslerinden fiziken etkilenip duyma yetisinin bir kısmını da bu esnada kaybetti. Kariyerinin sonraki döneminde mültecilerin hayatına eğilen Sebastiao, Lelia’nın da desteğiyle “Migrations” başlıklı bir projeye başladı. Tanzanya’daki nüfus hareketini bizzat takip eden Salgado, kaçan insanların en yakın tanığı oldu. Ruanda yollarında ölümle dolu yüz elli kilometre ve mülteci kampları, Salgado için kolay olmamıştı. Cennetin içinde cehennem, korkutucuydu. Şiddet ve gaddarlık her mesafede aynıydı ve şiddet bulaşıcıydı. Salgado oradan ayrıldığında, bulaşıcı olmayan bir ruh hastalığına yakalanmıştı bile. Ancak yakaladığı kareler, türümüzün vahşiliğini belgelemesi için iyi bir kaynak teşkil etmişti.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-49

Brezilya’dan dünyaya maden taşıyan trenler kalktıktan yıllar sonra Salgado, bir trenle Birleşmiş Milletler’in, onu Ruanda’ya götürüşüne tanık oluyordu. Sefalet, ölüm, gaddarlık, yurtsuzluk, onca yoksulluk devam ederken; “Gördüklerim için kamerayı bırakıp kaç kere ağladım?” diyen Salgado son seyahatini yapıyordu. Eylemlerinden değil de gördüklerinden dolayı devrilmesi yakındı. Tekrar karısı ve çocuklarının yanına, Brezilya’ya döndüğünde büyükbabasının sağlığı kötüleşmiş, toprağın kanı çekilmiş, hayvanlar ölmüş, erozyon bitki örtüsünü yok etmiş, Salgado’nun çocukluğundaki cennetten eser kalmamıştı. Evreni yerle yeksan eden insanlık, çölde çiçek açtırmayı başarabilir miydi? Yok olan ormanları tekrar canlandırmayı düşleyen Lelia, burayı yeşillendirme fikrini sundu ve “Instituto Terra” adlı bir mucize böylece hayata geçti. Çocukluğundaki ormanın geri gelişini görmek, Sebastiao’nun fotoğraf tutkusunu da diriltmişti. 2013’te tamamladığı son projesi “Genesis” bu dirilmenin ardından ortaya çıkmış; yılların ve vahşetin, ruhunu yaraladığı Salgado, iyileşmek için el değmemiş doğanın kucağına dönme kararı almıştı. Bu defa, hiç yapmadığı bir şeyi yapacak, doğa manzaralarını, hayvanları, evrenin sonsuz imajlarını kaydedecekti. Aslında vahşi doğa, insanlığın kökenine uzanan bir başka yolculuktu onun için. Şimdi Salgado, gezegene bir aşk mektubu yazıyordu. İnsanlardan yükselen vızıltılar, doğaya ve mekâna çarpıp parçalara bölünürken; etnik ve toplumsal çatışmalar, sömürgecilik, kapitalizm ağırlığını hissettirmeye devam ediyordu. Bunlara karşın Salgado’nun doğa manzaraları kusursuzdu. Doğuştan getirdiğimiz ve kodlarımıza işleyen şiddet sebep olmuyordu yıkıma. İnsanın, kendi elleriyle bozduğu kodlarında uyanan bir yok etme, ele geçirme arzusuydu bizimkisi. O hâlde dünyayı onarmak da yine insan eliyle, bu vahşeti durdurmakla mümkün olacaktı.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-29

Hayatı boyunca işçileri, yoksulları, felaketlerin ortasındaki insanları gösteren fotoğraflarıyla tanınan Salgado, bunlara sadece temas edip kalırken bir dönüşümün parçası olamamakla eleştiriliyor; hayat verdiği orman, onun dünyaya sunduğu bir ‘gösteri’ olarak nitelendiriliyordu. Buna karşın Salgado’nın muhteşem ve çarpıcı fotoğraflarına eşlik eden, Laurent Petitgand imzalı müzikleriyle evrenin oluşumuna dek inen The Salt of the Earth, Salgado’nun samimiyetini ve ‘harap olmuş tüm toprakların ormana dönmesi’ dileğini çok iyi anlatıyor. Fotoğrafçının aldığı eleştirileri tamamen haksız yapmasa da bir nebze törpülüyor. Salgado’nun belgeselci üslupla çektiği ve hakiki samimiyeti yakalamak için ömrünü adadığı fotoğrafları, sinema-fotoğraf birlikteliğinin yetkin bir örneğini var ediyor.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-46

Alman Vatandaşı olan ve Hitler’in geçmişteki yıkımına dair içinde hep bir acı taşıyan Wim Wenders, aslında hayatı boyunca ait olamama durumuyla cebelleşir, bu aidiyetsizliği de filmleri aracılığıyla bir toprağa oturtmaya çalışır. Yönetmenin bu tavrını filmlerine de yansıttığı düşünüldüğünde ve Wenders’ın yolculuk hâlindeki karakterleri akla getirildiğinde, The Salt of the Earth’ün, Wenders’ın ruhundaki gediklere bir çıkış noktası oluşturduğu söylenebilir. Onun, yurdunda sabit kalmayıp sürekli yolculuk yapan Salgado’yu karakter olarak seçmesi haklı sebepler taşır. İlk yönetmenlik yıllarından bu yana fotoğrafla ilgilendiği ve kadrajlarını oluştururken fotoğraf estetiğini hep aklında tuttuğu düşünüldüğünde, görürüz ki aslında Wenders doğduğundan beri cevabını bulamadığı sorulara bir yanıt aramak, ilk kez Hitler’de hissettiği bu vahşetin kaynağını bulmak için Salgado’dan yardım ister.

Salgado, ruhunu bir ormana henüz yaşarken teslim etti. İnsanlığın kökleri, diktiği her ağaçla birlikte toprağa karışacak, Babil Kulesi’nin inşa edildiği zamanlara dek inecekti. O öldüğünde bile toprağın tuzları toprakta kalacak, herkes ait olduğu yere döndüğündeyse dünya, açlığa, yoksulluğa ve sefalete direnecek kudreti nihayet bulacaktı. Çünkü her dağın arkasında bir hikâye, her hikâyenin içinde de insanlığın bir vahşeti vardı. Dünya, onu delik deşik etse de, kaybettiği her insan için gözyaşı dökmeye, bir ateş yakmaya hazırdı. Çünkü insanlar toprağın tuzuydu. Ne zaman bir insan ölse, toprağın da bir parçası yok olurdu.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-109

*Limbo: Güney Amerika yerlilerinin bir inanışına göre bebekler vaftiz olmadan ölürlerse Limbo’ya giderler ve sonsuza dek yollarını bulamadan orada kalırlar. Limbo, “araf”a yakın bir anlam taşır.

Dilan Salkaya

1994 yılında, ilhamla ve heyecanla İstanbul'da doğdu. Küçük yaşta kelimelere sevdalanınca şairlerini, yönetmenlerini, yazarlarını keşfetti. Baktı ki anlatması lazım, yazma tutkusunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verip senarist olma yolunda ilk adımı attı ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde sinema okumaya başladı. Bir yandan eğitimini sürdürürken bir yandan da kariyerini inşa ediyor. Yazdı ve kurtuldu. Yazmasaydı deli olacaktı!

Etiketler: 2015analizanasayfabelgeseldilansalkayaeleştirifotoğrafsebastiaosalgadothesaltofteearthwim wenders
Dilan Salkaya

Dilan Salkaya

1994 yılında, ilhamla ve heyecanla İstanbul'da doğdu. Küçük yaşta kelimelere sevdalanınca şairlerini, yönetmenlerini, yazarlarını keşfetti. Baktı ki anlatması lazım, yazma tutkusunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verip senarist olma yolunda ilk adımı attı ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde sinema okumaya başladı. Bir yandan eğitimini sürdürürken bir yandan da kariyerini inşa ediyor. Yazdı ve kurtuldu. Yazmasaydı deli olacaktı!

YazarınDiğer Yazıları

    Bozkır İnsanının Bireysel Sineması: Kümes

    Bozkır İnsanının Bireysel Sineması: Kümes

    22 Aralık 2016
    What We Do in the Shadows (2014)

    What We Do in the Shadows (2014)

    3 Aralık 2016
    Shaun The Sheep (2015)

    Shaun The Sheep (2015)

    3 Aralık 2016
Sonraki Yazı

İftarlık Gazoz Filminden İlk Fragman Yayımlandı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi

Alkan Avcıoğlu ile Post Truth (2025) Hakkında Söyleşi

Tuba Büdüş
4 Aralık 2025

Bir Başka Yas Anlatısı: En Güzel Cenaze Şarkıları (2025)

Bir Başka Yas Anlatısı: En Güzel Cenaze Şarkıları (2025)

Büşra Soylu Küçükkaya
28 Kasım 2025

Tüketim Kültürüne Alternatif Bir Bakış

Tüketim Kültürüne Alternatif Bir Bakış

İrem Yavuzer
24 Kasım 2025

Evliliklerde Güç ve İktidar: The Roses (2025)

Evliliklerde Güç ve İktidar: The Roses (2025)

Yaşar Gülveren
20 Kasım 2025

Eddington (2025)

Eddington (2025)

Serkan Kalender
19 Haziran 2025

  • Hakkımızda
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Fil’m Hafızası – Keşfetmenin Keyfi
  • Hakkımızda
    • Hakkımızda
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon – Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu – Fantastik
    • Biyografi – Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku – Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik – Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç – Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • Ayvalık Film Festivali 2025
    • 32. Altın Koza
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • Film Analizleri
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosyalar
    • Röportajlar
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Film Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In