Fil'm Hafızası
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    The Power of the Dog (2021)
    Film Önerileri

    The Power of the Dog (2021)

    Rabia Elif Özcan
    2 gün önce
    Altın Lale’nin Peşinde: 44. İstanbul Film Festivali Yarışma Seçkisi
    Drama

    O Da Bir Şey Mi (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Tchaikovsky’s Wife (2022)
    Biyografi / Tarih

    Tchaikovsky’s Wife (2022)

    Ayşe Ekin Sağıroğlu
    2 ay önce
    Io Capitano (2023)
    Drama

    Io Capitano (2023)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Flow (2024)
    Animasyon

    Flow (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    3 ay önce
    Leo (2023)
    Film Önerileri

    Leo (2023)

    Rabia Elif Özcan
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    44. İstanbul Film Festivali Günlükleri-9
    Eleştiri - İzlenim

    Gitmek ya da Kalamamak: Gündüz Apollon, Gece Athena (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)
    Analiz

    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)

    Selin Tanyeri
    5 gün önce
    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)
    Analiz

    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)

    Burakhan Yanık
    1 hafta önce
  • HABERLER
    Together Filminin Yeni Fragmanı Yayınlandı
    Haberler

    Together Filminin Yeni Fragmanı Yayınlandı

    Evin Arslan
    2 saat önce
    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı
    Haberler

    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı

    Tuğba Uluay
    4 saat önce
    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor
    Haberler

    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor

    Ekin Taneri
    5 saat önce
  • KISA FİLMLER
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    8 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    8 ay önce
    Hikayeci (2005)
    Kısa Filmler

    Hikayeci (2005)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
    • BİZ KİMİZ?
    • EKİBİMİZ
    • GÖNÜLLÜLÜK İLANLARI
  • FİLM ÖNERİLERİ
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
    The Power of the Dog (2021)
    Film Önerileri

    The Power of the Dog (2021)

    Rabia Elif Özcan
    2 gün önce
    Altın Lale’nin Peşinde: 44. İstanbul Film Festivali Yarışma Seçkisi
    Drama

    O Da Bir Şey Mi (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Tchaikovsky’s Wife (2022)
    Biyografi / Tarih

    Tchaikovsky’s Wife (2022)

    Ayşe Ekin Sağıroğlu
    2 ay önce
    Io Capitano (2023)
    Drama

    Io Capitano (2023)

    Selin Tanyeri
    2 ay önce
    Flow (2024)
    Animasyon

    Flow (2024)

    Büşra Soylu Küçükkaya
    3 ay önce
    Leo (2023)
    Film Önerileri

    Leo (2023)

    Rabia Elif Özcan
    3 ay önce
  • SİNEMA YAZILARI
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
    44. İstanbul Film Festivali Günlükleri-9
    Eleştiri - İzlenim

    Gitmek ya da Kalamamak: Gündüz Apollon, Gece Athena (2024)

    Tuba Büdüş
    3 gün önce
    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)
    Analiz

    Düş mü, Gerçek mi?: Black Mirror (2011-…)

    Selin Tanyeri
    5 gün önce
    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)
    Analiz

    Kimlik ve Öz Arayışı: A Complete Unknown (2024)

    Burakhan Yanık
    1 hafta önce
  • HABERLER
    Together Filminin Yeni Fragmanı Yayınlandı
    Haberler

    Together Filminin Yeni Fragmanı Yayınlandı

    Evin Arslan
    2 saat önce
    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı
    Haberler

    8. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali’nde Ödül Heyecanı

    Tuğba Uluay
    4 saat önce
    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor
    Haberler

    Nar Film 15+1 Seçkisi Sonbahar ve İki Dil Bir Bavul İle Başlıyor

    Ekin Taneri
    5 saat önce
  • KISA FİLMLER
    Lucky Fish (2022)
    Kısa Filmler

    Lucky Fish (2022)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    8 ay önce
    Sousaphone (2019)
    Kısa Filmler

    Sousaphone (2019)

    Yiğit Aksan
    8 ay önce
    Hikayeci (2005)
    Kısa Filmler

    Hikayeci (2005)

    Ayşe Şimal Gürdamar
    10 ay önce
  • SPOTIFY
    • Playlists
    • Podcasts
  • ETKİNLİKLER
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • GALERİLER
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İLETİŞİM
No Result
View All Result
Fil'm Hafızası
No Result
View All Result
Home Sinema Yazıları Analiz

O Şehirde Büyük Rüzgâr Vardır: The Salt of the Earth

Dilan Salkaya Dilan Salkaya
9 yıl önce
Analiz, Sinema Yazıları
Okuma Süresi: 7 min
0
0
O Şehirde Büyük Rüzgâr Vardır: The Salt of the Earth
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

İnsanlığın sesleri hep birbirine karışır. Vızıltı, müzik, duman ve is, toplamında bir büyüye varır. Satırların birbiri üzerine dizildiği bu hikâyede sen eksilirsen, herkesin düşme ihtimali artar. Piramitlerin, Babil Kulesi’nin, Kral Solomon’un madenlerinin inşasının, insanlık tarihi için çalışan, topraktan gelen ve toprağa dönen zamanın hikâyesi bu. Sınıf, kültür, mezhep ayrımı olmaksızın herkesin zengin olma hayaliyle merdivenleri tırmandığı ve merdivenlerden düştüğü, bir göğü görüp bin kere sıcağı ensesinde hissettiği, onların kurduğu dünyanın üzerine senin ve benim yerleştiğimiz eşitsizliğin hikâyesi…

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-92

Makinesiz, insan eliyle, insanlıktan yükselen vızıltının kudretiyle, birbirine karışan geçmiş ve yarınla, onların arasında bir sınır gibi duran köprüyle başlıyoruz: şimdiyle. Brezilyalı fotoğrafçı Sebastião Salgado’nun kareleriyle insanlık tarihine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. İlk durağı Endonezya olan The Salt of the Earth (2015), yerlilerin fotoğraf makinesiyle tanışmasıyla, geçmişle bugünün ikinci köprüsünü kuruyor. Işık geride kalıyor, bir fotoğrafçı gölgeyle dünyayı yeniden yazıyor. Ateşin icadından bu yana en hararetli yolculuk bu.

Sebastião Salgado, oğlu Juliano Ribeiro Salgado ile birlikte bir seyahate çıkar, Wim Wenders da bir dış göz olarak onlara eşlik eder. Wenders’ın Juliano ile birlikte yönettiği The Salt of the Earth, ünlü fotoğrafçının hayatını, yürüttüğü ve yarattığı projeleri kapsar. Salgado’nun gezegene ve kozmik evrene, küresel kapitalizme, insanlığın vahşetine, sömürüye, insanı arsızlaştıran egemenlik hırsına açılan fotoğraflarıyla birlikte, son periyodun en başarılı belgeseli ortaya çıkar.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-86

Salgado’ya göre her şey Brezilya’nın küçük kasabası Aimores’te başladı. Gezegenin en büyük maden kaynağı olan bölgeden trenlerle tüm dünyaya cevher taşındı. Yedi kız kardeşin arasında büyüyen Salgado, bu bölgede doğdu ve o vagonlara karışıp dünyaya yayıldı. İktisat eğitimi aldığı yıllarda kariyerini yarıda bırakıp hayatının aşkı Lelia ile evlendi, ülkesini terk edip uzaklara yolculuk yaptı ve tüm bunları yaparken aklında hep fotoğrafın, ışığın izi kaldı. Bir Saraguros efsanesine göre, Tanrılar dünyaya insanları izlemek ve cenneti kimin hak ettiğini görmek için dönerler. Latin Amerika’ya yaptığı geziler sırasında Sebastiao’nun duydukları bunlardı ve o, yerliler için cennetten gönderilmiş bir elçiydi. Çünkü makinesinin küçücük aralığından onları izliyor ve kaydediyor; daha da garibi, her gittiği yerden bir parçayı da beraberinde taşıyordu.

Güney Amerika gezileri ona “The Other Americas” serisini yaptırırken; oğlu Juliano, neredeyse babasız büyümüştü. Otuz sene sonra bugün Juliano, babasına denizayılarını fotoğraflamak için katılmış, otuz sene sonra, baba olarak tanıdığı macera adamını keşfe çıkmıştı, Wim Wenders ile birlikte.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-66

Güney Amerika seyahatinin ardından Brezilya’daki askeri diktatörlük rejimi düşünce, Salgado ve Lelia tekrar Brezilya’ya uçtu. Yanlarında, Juliano dışında, down sendromlu doğan ancak ailenin aşkıyla kelimesiz bir dille konuşmayı başarabilen ikinci oğulları Rodrigo da vardı. Salgado, Brezilya’ya döndüğü ilk altı ayda, ülkesinin bilmediği yerlerini gezdi. Brezilya’nın kuzeydoğusunda insanlık, onlarca kez kullanılmış kiralık tabutlarla mezarlara taşınırken; vaftiz olamadan ölen gözü açık çocuklar, sonsuza dek yollarını aramak üzere Limbo’ya* gönderiliyordu. Salgado’nun birbirini takip eden, farklı kıtalarda gerçekleştirdiği projelerle, insanlık tarihinin acıya sürüklenen vahşi hikâyesi de ortaya çıkıyordu. Kıtlık, yoksulluk, güçsüzlük, yaşam ile ölümün en yakın olduğu anlara tanıklık, kat edilen her kilometrede çoğalırken; bu sefer yolculuk, gençliğin, acıdan yaşlanmış yüzlere, içi boşalan gözlere teslim olduğu, hayatın devamının ölüm olduğu tek kıtaya, Afrika’yaydı. Etiyopya’dan Sudan’a sürülen onca insan, hükümetin adaletsiz ve dürüst olmayan politikaları nedeniyle yiyeceğe ulaşamıyor ve yemek için yürüyordu. Etiyopya’daki kıtlık, 1990’larda Ruanda ile Kongo’daki soykırıma şahitlik, Salgado’nun, hayatının en derin acısıyla karşılaşmasına neden olmuştu.

Dünyayı inşa eden bütün erkeklere ve kadınlara olan saygısını göstermek için sayısız ülke ve bölge gezip işçileri fotoğraflayan Salgado, “Workers”ı sağır edici bir çabanın sonucunda tamamlamıştı. Birinci Körfez Savaşı sonunda ateşe verilen petrol kuyularının patlama anlarını dahi kaydetmek isteyen Salgado, 1991’de Kuveyt’teydi. Patlamanın kuvvetli seslerinden fiziken etkilenip duyma yetisinin bir kısmını da bu esnada kaybetti. Kariyerinin sonraki döneminde mültecilerin hayatına eğilen Sebastiao, Lelia’nın da desteğiyle “Migrations” başlıklı bir projeye başladı. Tanzanya’daki nüfus hareketini bizzat takip eden Salgado, kaçan insanların en yakın tanığı oldu. Ruanda yollarında ölümle dolu yüz elli kilometre ve mülteci kampları, Salgado için kolay olmamıştı. Cennetin içinde cehennem, korkutucuydu. Şiddet ve gaddarlık her mesafede aynıydı ve şiddet bulaşıcıydı. Salgado oradan ayrıldığında, bulaşıcı olmayan bir ruh hastalığına yakalanmıştı bile. Ancak yakaladığı kareler, türümüzün vahşiliğini belgelemesi için iyi bir kaynak teşkil etmişti.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-49

Brezilya’dan dünyaya maden taşıyan trenler kalktıktan yıllar sonra Salgado, bir trenle Birleşmiş Milletler’in, onu Ruanda’ya götürüşüne tanık oluyordu. Sefalet, ölüm, gaddarlık, yurtsuzluk, onca yoksulluk devam ederken; “Gördüklerim için kamerayı bırakıp kaç kere ağladım?” diyen Salgado son seyahatini yapıyordu. Eylemlerinden değil de gördüklerinden dolayı devrilmesi yakındı. Tekrar karısı ve çocuklarının yanına, Brezilya’ya döndüğünde büyükbabasının sağlığı kötüleşmiş, toprağın kanı çekilmiş, hayvanlar ölmüş, erozyon bitki örtüsünü yok etmiş, Salgado’nun çocukluğundaki cennetten eser kalmamıştı. Evreni yerle yeksan eden insanlık, çölde çiçek açtırmayı başarabilir miydi? Yok olan ormanları tekrar canlandırmayı düşleyen Lelia, burayı yeşillendirme fikrini sundu ve “Instituto Terra” adlı bir mucize böylece hayata geçti. Çocukluğundaki ormanın geri gelişini görmek, Sebastiao’nun fotoğraf tutkusunu da diriltmişti. 2013’te tamamladığı son projesi “Genesis” bu dirilmenin ardından ortaya çıkmış; yılların ve vahşetin, ruhunu yaraladığı Salgado, iyileşmek için el değmemiş doğanın kucağına dönme kararı almıştı. Bu defa, hiç yapmadığı bir şeyi yapacak, doğa manzaralarını, hayvanları, evrenin sonsuz imajlarını kaydedecekti. Aslında vahşi doğa, insanlığın kökenine uzanan bir başka yolculuktu onun için. Şimdi Salgado, gezegene bir aşk mektubu yazıyordu. İnsanlardan yükselen vızıltılar, doğaya ve mekâna çarpıp parçalara bölünürken; etnik ve toplumsal çatışmalar, sömürgecilik, kapitalizm ağırlığını hissettirmeye devam ediyordu. Bunlara karşın Salgado’nun doğa manzaraları kusursuzdu. Doğuştan getirdiğimiz ve kodlarımıza işleyen şiddet sebep olmuyordu yıkıma. İnsanın, kendi elleriyle bozduğu kodlarında uyanan bir yok etme, ele geçirme arzusuydu bizimkisi. O hâlde dünyayı onarmak da yine insan eliyle, bu vahşeti durdurmakla mümkün olacaktı.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-29

Hayatı boyunca işçileri, yoksulları, felaketlerin ortasındaki insanları gösteren fotoğraflarıyla tanınan Salgado, bunlara sadece temas edip kalırken bir dönüşümün parçası olamamakla eleştiriliyor; hayat verdiği orman, onun dünyaya sunduğu bir ‘gösteri’ olarak nitelendiriliyordu. Buna karşın Salgado’nın muhteşem ve çarpıcı fotoğraflarına eşlik eden, Laurent Petitgand imzalı müzikleriyle evrenin oluşumuna dek inen The Salt of the Earth, Salgado’nun samimiyetini ve ‘harap olmuş tüm toprakların ormana dönmesi’ dileğini çok iyi anlatıyor. Fotoğrafçının aldığı eleştirileri tamamen haksız yapmasa da bir nebze törpülüyor. Salgado’nun belgeselci üslupla çektiği ve hakiki samimiyeti yakalamak için ömrünü adadığı fotoğrafları, sinema-fotoğraf birlikteliğinin yetkin bir örneğini var ediyor.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-46

Alman Vatandaşı olan ve Hitler’in geçmişteki yıkımına dair içinde hep bir acı taşıyan Wim Wenders, aslında hayatı boyunca ait olamama durumuyla cebelleşir, bu aidiyetsizliği de filmleri aracılığıyla bir toprağa oturtmaya çalışır. Yönetmenin bu tavrını filmlerine de yansıttığı düşünüldüğünde ve Wenders’ın yolculuk hâlindeki karakterleri akla getirildiğinde, The Salt of the Earth’ün, Wenders’ın ruhundaki gediklere bir çıkış noktası oluşturduğu söylenebilir. Onun, yurdunda sabit kalmayıp sürekli yolculuk yapan Salgado’yu karakter olarak seçmesi haklı sebepler taşır. İlk yönetmenlik yıllarından bu yana fotoğrafla ilgilendiği ve kadrajlarını oluştururken fotoğraf estetiğini hep aklında tuttuğu düşünüldüğünde, görürüz ki aslında Wenders doğduğundan beri cevabını bulamadığı sorulara bir yanıt aramak, ilk kez Hitler’de hissettiği bu vahşetin kaynağını bulmak için Salgado’dan yardım ister.

Salgado, ruhunu bir ormana henüz yaşarken teslim etti. İnsanlığın kökleri, diktiği her ağaçla birlikte toprağa karışacak, Babil Kulesi’nin inşa edildiği zamanlara dek inecekti. O öldüğünde bile toprağın tuzları toprakta kalacak, herkes ait olduğu yere döndüğündeyse dünya, açlığa, yoksulluğa ve sefalete direnecek kudreti nihayet bulacaktı. Çünkü her dağın arkasında bir hikâye, her hikâyenin içinde de insanlığın bir vahşeti vardı. Dünya, onu delik deşik etse de, kaybettiği her insan için gözyaşı dökmeye, bir ateş yakmaya hazırdı. Çünkü insanlar toprağın tuzuydu. Ne zaman bir insan ölse, toprağın da bir parçası yok olurdu.

kasif-sebastiao-salgado-fotograf-109

*Limbo: Güney Amerika yerlilerinin bir inanışına göre bebekler vaftiz olmadan ölürlerse Limbo’ya giderler ve sonsuza dek yollarını bulamadan orada kalırlar. Limbo, “araf”a yakın bir anlam taşır.

Dilan Salkaya

1994 yılında, ilhamla ve heyecanla İstanbul'da doğdu. Küçük yaşta kelimelere sevdalanınca şairlerini, yönetmenlerini, yazarlarını keşfetti. Baktı ki anlatması lazım, yazma tutkusunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verip senarist olma yolunda ilk adımı attı ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde sinema okumaya başladı. Bir yandan eğitimini sürdürürken bir yandan da kariyerini inşa ediyor. Yazdı ve kurtuldu. Yazmasaydı deli olacaktı!

Etiketler: 2015analizanasayfabelgeseldilansalkayaeleştirifotoğrafsebastiaosalgadothesaltofteearthwim wenders
Dilan Salkaya

Dilan Salkaya

1994 yılında, ilhamla ve heyecanla İstanbul'da doğdu. Küçük yaşta kelimelere sevdalanınca şairlerini, yönetmenlerini, yazarlarını keşfetti. Baktı ki anlatması lazım, yazma tutkusunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verip senarist olma yolunda ilk adımı attı ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde sinema okumaya başladı. Bir yandan eğitimini sürdürürken bir yandan da kariyerini inşa ediyor. Yazdı ve kurtuldu. Yazmasaydı deli olacaktı!

YazarınDiğer Yazıları

    Bozkır İnsanının Bireysel Sineması: Kümes

    Bozkır İnsanının Bireysel Sineması: Kümes

    22 Aralık 2016
    What We Do in the Shadows (2014)

    What We Do in the Shadows (2014)

    3 Aralık 2016
    Shaun The Sheep (2015)

    Shaun The Sheep (2015)

    3 Aralık 2016
Sonraki Yazı

İftarlık Gazoz Filminden İlk Fragman Yayımlandı

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Editörün Seçtikleri

Av Ya Da Avcı Olmak, İşte Bütün Mesele Bu!: İnsanlar İkiye Ayrılır (2020)

Av Ya Da Avcı Olmak, İşte Bütün Mesele Bu!: İnsanlar İkiye Ayrılır (2020)

Tuba Büdüş
5 Ekim 2021

Bir İçerik Üreticisinin (Gerçek) Anıları: Sweat (2020)

Bir İçerik Üreticisinin (Gerçek) Anıları: Sweat (2020)

Selin Tanyeri
29 Eylül 2021

Sorry We Missed You (2019): Haksızlığa Öfkelenmiyorsan Nasıl Bir İnsansın?

Sorry We Missed You (2019): Haksızlığa Öfkelenmiyorsan Nasıl Bir İnsansın?

Büşra Soylu Küçükkaya
17 Temmuz 2021

Mafya Filmleri

Mafya Filmleri

Fil'm Hafızası
28 Haziran 2021

Bugün Dünün Aynısıydı: Zamansal Döngü Filmleri

Bugün Dünün Aynısıydı: Zamansal Döngü Filmleri

Burakhan Yanık
25 Haziran 2021

  • Biz Kimiz?
  • Gizlilik Politikası
  • KVKK
  • Çerez Politikası
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
    • Biz Kimiz?
    • Ekibimiz
    • Gönüllülük İlanları
  • Film Önerileri
    • Aksiyon / Macera
    • Animasyon
    • Belgesel
    • Bilim Kurgu / Fantastik
    • Biyografi / Tarih
    • Drama
    • Erotik
    • Komedi
    • Korku / Gerilim
    • LGBTİ
    • Müzik / Müzikal
    • Romantik
    • Savaş
    • Suç / Gizem
    • Western
  • Sinema Yazıları
    • 44. İstanbul Film Festivali
    • 25. İzmir Kısa
    • 31. Altın Koza
    • Analiz
    • Eleştiri – İzlenim
    • Liste
    • Özel Dosya
    • Röportaj
  • Haberler
  • Kısa Filmler
  • Spotify
    • Podcasts
    • Playlists
  • Etkinlikler
    • Dinner Talks
    • Fil’m Hafızası Akademi
    • Keşfetmenin Keyfi
  • Galeri
    • BiReplik
    • Bunları Biliyor Muydunuz?
    • Etkinlikler
    • Hafızadan Çıkmayanlar
  • İletişim

Fil'm Hafızası © 2023

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms below to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In