Chinatown (1974, yön: Roman Polanski)
1968 yılında çektiği gerilim filmi Rosemary’s Baby ile Hollywood’a ayak basan Polonyalı yönetmen Roman Polanski’nin, Hollywood için çektiği ikinci film Chinatown, film noir janrının güçlü örneklerinden sayılan ve bu güçlülüğe ön ayak olacak bir dedektifin hikâyesini anlatıyor. Başrolü güçlü oyunculuğu ile Jack Nicholsan’ın taçlandırdığı ve film noir türünün olmazsa olmazı femme fatale karakterindeki rolüyle Faye Dunaway ile paylaştığı film, 1930’ların Los Angeles sokaklarında geçiyor ve dönemin yolsuzluklarını seyre döküyor. Dedektif Jake Gittes’ın olayları ardı ardına çözmesiyle seyirciye soluksuz bir seyir sunuyor ve gelmiş geçmiş en iyi dedektif filmlerinden biri olarak da tabir ediliyor. 1975 yılında En İyi Senaryo Oscar’ını alan film iki saat süren seyir sonrası, ciddi anlamda senaryo dersi alınabilecek kadar güçlü de bir yapıya sahip. Ağır ilerleyen filmin sonlara doğru gerilimi yükselterek hızlı ve akıcı bir şekilde şahikasını göstermesi ile “Forget it Jake, it’s Chinatown.” repliğiyle akıllara kazınıyor.
Jaws (1975)
Peter Benchley’in çok satan romanından sinemaya uyarlanan Jaws’ın yönetmen koltuğundaki isim, Hollywood’un ‘dahi çocuk’u olarak anılan ve dünya sinemasında da önemli bir yere sahip olan Steven Spielberg. Yönetmenin üçüncü uzun metrajı olan Jaws, yüksek bütçe ve dev prodüksüyonlarla çekilen Blockbuster filmlerinin de başı olarak sinema tarihindeki yerini sağlamlaştırmıştır. İlk çekildiği yıllarda insanların denizden korkmasına sebebiyet veren film, kasabaya dadanmış büyük beyaz köpekbalığı ve halkın korku dolu bekleyişinin hikâyesini anlatmanın yanı sıra, sert bir dille Amerikan ideolojisini eleştirmekten geri kalmıyor. Filmlerinin genelinde klasik anlatı yapısının dışına çıkmayan Spielberg bu filmde de bunu çok iyi başarıyor ve bunun doğrultusunda da bizler seyirci olarak, film boyunca ne izlersek izleyelim, o köpekbalığının bir şekilde yakalanacağını tahmin edebiliyoruz. 70’ler Amerikan sinemasının mihenk taşlarından biri olan Jaws; ABD Kongre Kütüphanesi’nin belirlediği kültürel, estetik ve tarihi kriterler doğrultusunda ABD Ulusal Film Arşivi’nde önemli filmler arasında muhafaza ediliyor.
Nurbanu Gürsoy