Güz yağmurlarının yeni yeni başladığı bir Macar kasabası. Ülkede sosyalizm daha henüz yeni çökmüştür. Tüm kasabalının ayrı ayrı umutları vardır. Hepsi de alacakları parayla bu topraklardan çekip gitmeye hazırlanıyordur. Irimiás’ın ölümden dönüp herkese din, politika ve ekonomi üzerine vaazlar verdiği günse kasabanın kaderi bambaşka bir yöne sapar. Herkes Irimiás’ın beklenen parayı alıp kasabanın dağılmasını önleyeceğini düşünür ve bir huzursuzluk baş gösterir. Usta yönetmen Béla Tarr’ın çekimlerini 1990–94 yılları arasında tamamladığı filmi Sátántangó, 450 dakikalık süresiyle sinema tarihinin en uzun filmlerinden biri olarak kabul edilir. Kasabanın on iki günü, on iki ayrı bölümle anlatılır. Başrolde de yer alan Mihály Vig’in müzikleri, filmin siyah-beyaz tonunu daha da derinleştirir. László Krasznahorkai’nin romanından uyarlanan film, Tarr’ın felsefik ve sorgulayıcı üslubuyla akıllardan çıkmayacak bir sinema deneyimine dönüşür. Bitimsiz bir tangonun, Zaman’ın avucunda çaresizce kıvranan doğanın ve örümcek ağlarıyla örülü bir hüznün şiiridir Sátántangó.