“Kadınlar toplumun mimarıdır.” denilir. Buna rağmen, matriarkal küçük topluluklar haricinde toplumda kadının yeri ne yazık ki düşünüldüğü kadar önde değil. Peki, ne yapmalı? Bu sorunun kesin bir cevabı yok. Fakat, en azından bir şeyler yapılmalı diye düşünmüş bizden önce gelenler.
İlk başlarda geçici bir eğlence kaynağı olarak görülen sinema sektöründe kadınlar, oyuncu ve kurgucu olabilmek dışında çok fazla yer alamadılar. İlk kadın yönetmen olarak bilinen Alice Guy Blache, sinema macerasına bir film yapım şirketinde sekreter olarak çalışarak başladı. Sinemanın bebeklik çağlarının bilinen yönetmenlerinden biri olmayı başaran ve 1936 Yaz Olimpiyatları’nı filme kaydeden Leni Riefenstehal ise, yaptığı filmlerin provokasyon amaçlı olması nedeniyle büyük bir kitlenin tepkisini çekti. 40’lı yılların sonunda sinema yüzünü sanata döndükçe ortaya çıkan kadın yönetmenler, hem sinema sektöründe başarı yakalayarak hem de gösterilmeyeni gösterme de cesur davranarak tabuları yıkmayı başardı ve bizlere güzel filmler hediye ettiler. İşte o güzel kadınlar ve güzel filmleri…