Kült haline gelmiş Stranger Than Paradise, Amerikan Bağımsız Sinemasının önde gelen ismi Jim Jarmusch’un 2. uzun metraj filmi. Filmin ilk bölümü, Macaristan’dan gelip New York’a yerleşmiş olan ve Macarca bile konuşmaya tahammül edemeyen Willie’nin istemeye istemeye kuzeni Eva’yı misafir edişini konu alıyor. Bu gönülsüz, mecburi konukseverlik sırasında Willie, Eva’ya alışıverir. On gün sonra, Willie Eva’nın Cleveland’a gitmesi ile durağan hayatında dönmekten çok da hoşnut olmaz. İkinci bölüm ise 1yıl sonrasını gösterir. Willie ve arkadaşı Eddie kumarda kazandıkları para ile Eva’nın yanına gider ama orada da duramaz, Eva’yı da alarak Florida’ya doğru yola çıkarlar. Düşük bir bütçe ile siyah beyaz olarak, sabit kamera ve tek bir açıdan çekilmiş olan bu minimalist film, karakterlerin hayatındaki monotonluğu izleyiciye hissettirmeyi başarıyor. Samimiyeti ve sadeliğinin yanı sıra, yansıttığı ince mizahi durumlar ile de gönülleri fetheden bir yol filmi oluveriyor. Screamin’ Jay Hawkins’den I Put a Spell On You parçası ile renklenen Stranger Than Paradise, Cannes’da Altın Kamera ödülü kazanmıştı.