Usta yönetmen David W. Griffith’e “Sinemanın Babası” unvanını getiren film, 190 dakikalık süresiyle zamanının çok çok ötesinde sinemasal detaylar barındırmasıyla, kurgu tekniği açısından S.M. Eisenstein, Dziga Vertov gibi birçok sinemacıya ilham vermesiyle birlikte sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olma özelliğini taşır. Özellikle S.M. Eisenstein’in “Ben her şeyi Griffith’e borçluyum” demesi halên hatırlanır. Gerçek “Kurmaca Sinema”nın oluşmasına büyük katkılar sağlayan film, zencilere karşı ırkçılık yaptığı sebebiyle zamanında çok tartışılmıştır. Öyle ki, filmdeki tüm zenci rolleri yüzü siyaha boyanmış beyaz oyuncular tarafından oynanmıştır. Amerikan aşırı sağcı Ku Klux Klan (Siyahi Karşıtı Irkçı Gizli Örgüt) örgütünün ortaya çıkmasını anlatan film, 100 bin dolarlık bütçesiyle 10 milyon dolar gelir yapınca, Griffith’in 1 yıl sonra çekeceği dünyanın en pahalı filmlerinden olan Intolerance filminin oluşumuna büyük katkı sağlamıştır.