Yüzlerde bir şaşkınlık,; dudaklarda hafif, alaycı bir tebessüm. Yaralı bir tarihin ağır sayfaları ne denli ciddi bir çehreyle karşılıyorsa insanı, Patates Turtası Derneği’nin sıra dışı öyküsü de o kadar cana yakın bir içtenlikle açar kapılarını. Kapıların ardındaysa yalnızca mektupların dili konuşulmaktadır; savaşın, zorbalığın, işkencenin hükmüne yer yoktur.
Mary Ann Shaffer ve Annie Barrows’un ortaklaşa kaleme alarak 2008’de yayımladığı, aynı adlı kitaptan uyarlanan film, II. Dünya Savaşı’nın kanlı izlerini, kalemin mürekkebiyle silmeye çalışan genç yazar Juliet Ashton’ı (Jessica Brown Findlay) merkezine alır. Nazi işgaline karşı mücadele veren Guernsey Adası, genç yazara ilham olacak ruhun esin kaynaklarına sahiptir: Edebiyat ve Patates Turtası Derneği. Dernek üyelerinden biriyle kurduğu temas yoluyla merakı artan Ashton, tüm tehlikeleri göze alarak savaşın izleri hâlâ taze olan adaya gider. Nitekim bu merakında haksız değildir; adı gibi üyeleri de rengârenk ve alışılmışın dışında olan dernek, cesur yazarın hayat köklerini adanın toprağına bağlayacak sımsıkı dostluklar, en zarif ve edebî hâliyle bir aşk ve güçlü bir dayanışmanın da yegâne çatısı olacaktır.
Yönetmen koltuğunda Mike Newell’in oturduğu 2018 yapımlı film, gerek aslına sadık kalan tarihi dokusu, gerekse mizah ile acıyı aynı dizede buluşturan şiirsel üslubuyla oldukça başarılı roman uyarlamaları arasında yerini alıyor.