Korku-gerilim sineması denince akla ilk gelen isimlerden Wes Craven’in yönettiği ilk film olan Soldaki Son Ev’de, sakin bir hayat süren Amerikalı Collingwood ailesinin tek kız çocukları olan Mari’nin, arkadaşı Phyllis ile birlikte bir rock grubunun konserine giderken, hapisten kaçan iki tehlikeli suçlu tarafından esir alınıp türlü eziyetlere, işkencelere ve tecavüzlere maruz kalmaları, bunun akabinde Collingwood ailesinin de vahşileşerek suçlulardan intikam almaya başlamaları anlatılmaktadır. Film, amatör oyunculukları ve düşük kalitedeki görsel yapısıyla ve kan, vahşet, tecavüz, işkenceyle dolu sınırları zorlayan sahneleriyle istismar sinemasının en çok konuşulan yapımlarından biri olmayı başarmıştır. Konu olarak Ingmar Bergman’ın 1960 yapımı The Virgin Spring isimli filminden esinlenen Wes Craven’ın bu filmi, MPAA (Amerikan Sinema Filmleri Derneği) tarafından birçok kez X-rated almış ve yine birçok ülkede gösterimi yasaklanmıştır.