1950’ler, New Mexico’nun bir kasabasında sıradan bir gece. Kasabanın yerel basketbol takımının maçını naklen dinlemek üzere pek çok kişi radyonun başına kilitlenmiş. Kasabalılar bir tarafta maç heyecanına odaklanmışken diğer tarafta, karanlığın içindeki bir ıssızlığa kurulmuş kasaba radyo istasyonunda yayın operatörü Fay, tuhaf bir sinyal sesi alır. Nedenini ve kaynağını öğrenmek için derhal arkadaşı Everett’e danışır. İkili, sesi dinleyicilere de verip onlara daha önce böyle bir şey duyup duymadıklarını sormaya karar verir. Gergin bir bekleyişin ardından, tüm kasabanın kaderini değiştirecek bir telefon gelir. Kendini Billy olarak tanıtan bir dinleyici, sese ilişkin tüyler ürpertici hikâyesini anlatırken ülke sırları, gizli deneyler, yeraltı laboratuvarları ve daha pek çok skandal olay gün yüzüne çıkar.
Diyaloglar ve hikâye anlatısı üzerinden ilerleyen film, James Montague’un ustaca kaleme alınmış senaryosuyla hızlı bir dinamik yakalıyor. Yönetmen koltuğundaki Andrew Patterson’un perspektifi de akıcılığı, gerilim dolu bir heyecanla donatıyor. Dönemin alacakaranlık atmosferi, dekor ve oyunculukla yansıtılırken her yeni sahne farklı bir
bilmeceye açılarak filmin gizem unsurunu daima besliyor. Hikâyelerin büyülü gerçekliğini sevenlerdenseniz, kulaklıklarınızı takın ve radyo kanalını çevirin. Uzun bir gece müddetince, sırlarla dolu bir bilmece sizleri bekliyor.