Feride Çiçekoğlu’nun aynı adlı romanından Tunç Başaran’ın eşsiz anlatımıyla sinemaya uyarlanan film Türk sinemasında yürek burkan hikayesi ve unutulmaz replikleriyle kült mertebesindedir. İstisnasız her bir oyuncunun samimi performansıyla başrol oyuncusu olduğu film, 10. Akdeniz Ülkeleri Film Festivali’nde “En İyi 2’inci Film”, 26. Antalya Film Şenliği’nde “En İyi Görüntü Yönetmeni”, “En İyi Senaryo”, “En İyi Kadın Oyuncu” ve “En İyi Film”, İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Türk Filmi” ödüllerini haketmiş aynı zamanda 1989 yılında Türkiye’nin ilk “Oskar Aday Adayı” çalışması olmuş fakat seçilememiştir. Cezaevinin yüksek duvarları ve kasvetli demir kapıları arasında hayata merhaba diyen ve koğuştaki kadınlarla birarada büyüyen Barış’ın (Ozan Bilen) gözünden suçu, insanı, sevgiyi ve özgürlüğü, boğazınız düğümlenerek izlerken filmin sonunda elinize bir uçurtma alıp gökyüzünde olabildiğince yükseklerde uçurma isteğinin doğması muhtemeldir.