Ukrayna’nın bu yıl Oscar adayı olarak gösterdiği distopik film Atlantis’ten fragman paylaşıldı.
Ukrayna bu yılki Yabancı Film Oscar kategorisine görsel açıdan çarpıcı ve siyasi açıdan da canlı bir bilim kurgu filmiyle aday olmaya hazırlanıyor. Atlantis konusunu 2014 yılında Ukrayna ve Rusya arasında ortaya çıkan Kırım sorunundan alarak nükleer felaket, aşk ve savaştan sonra hayatın acımasızlığının hikayesini anlatıyor.
2025 yılında Doğu Ukrayna’da geçen film, Ukrayna ile Rusya arasındaki korkunç bir savaşın sonuçlarını yansıtıyor. Ülkenin bulunduğu yer insan yerleşimi için uygun olmayan bir çöle dönüşür. Su ise ancak kamyonların getirdiği değerli bir maldır. Sınırda bir duvar inşa edilirken, eski bir asker olan Sergiy yeni gerçekliğine uyum sağlamakta güçlük çeker. Savaşın ardından cesetlerini toplama görevinde Katya ile tanışır. Birbirine aşık olan ikili, yaşananların ardından normal hayata dönmeye çalışır.
Filmin yönetmenliğini Black Level, Kredens ve Business as Usual filmlerine imzasını atan Valentyn Vasyanovych üstleniyor. Senaryosunu Vasyanovych’nin yazdığı filmde Sergiy’i Andriy Rymaruk ve Katya’yı ise Liudmyla Bileka canlandırıyor. Atlantis, Rymaruk ve Bileka’nın ilk oyunculuk denemesi olacak. Filmin dağıtımını ise Grasshoper Film gerçekleştirecek.
Ülkemizde 39. İstanbul Film Festivali’nde Uluslararası Yarışma bölümünde gösterilen Atlantis, festivalde Altın Lale Ödülü‘nü kazandı. Film ayrıca birçok önemli festivalden de ödülle döndü. 2019 Venedik Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü alırken, Tokyo Uluslararası Film Festivali’nde de Jüri Özel ödülünün sahibi oldu. Ödül aldığı diğer festivaller arasında Denver Uluslararası Film Festivali, Kudüs Film Festivali ve Montréal Yeni Sinema Festivali yer alıyor.
Senaryoyu Değiştirdi
Yönetmen Vasyanovych Atlantis ile ekolojik felakete dikkat çekmesine ek olarak izleyenlere umut da vermek istediğini ve bu yüzden senaryoda radikal değişiklikler yaptığını şu şekilde açıklıyor:
“Optimist biriyim. 2025 yılında bu savaşın biteceğini düşünüyorum. İlk başta bu hikayeye yaklaşırken çok ciddiydim. Ama sonra filmin yaklaşık yüzde 70’ini çektim ve işe yaramadığını fark ettim. Bu yüzden bazı sahneleri yeniden yazdım. Rymaruk ve Bileka’nın canlandırdığı çiftin arasında geçen aşk hikayesini ekledim ve sonra mantıklı gelmeye başladı.”