Kamera arkasından çok ekranlarda görmeye alışkın olduğumuz yazar-yönetmen-oyuncu Brian Goodman, yönetmenlik macerasına What Doesn’t Kill You ile 2008’de başlamıştı. 9 yıllık sessizlikten Goodman kariyerinin ikinci filmi Black Butterfly ile geri dönüyor.
Yazmak ve yazarlık konulu hikayelerin başlangıç motivasyonu, üretememekten gelen bunalımın tam ortasında kalmış Paul (Antonio Banderas) kariyerini kurtaracak bir senaryo yazabilmek için doğaya dönmeye karar verir ve dağlar arasındaki ıssız evine doğru yola çıkar. Yolda otostopçu Jack (Jonathan Rhys Meyers) ile karşılaşır ve onu arabasına alır üstüne ona evinde kalacak bir oda bile verir. Paul’un bu iyi niyetine karşılık Jack, Paul’a önce evindeki bozuk eşyalarda sonrada senaryosunda yardım etmeye başlayarak hayatına iyice sızmaya başlar.
İki erkeğin arkadaşlık hikayesi trailerdaki çığlık ile gerilimli bir noktaya doğru gidiyor. Sırtındaki siyah kelebek dövmesinden bir hapisane geçmişi olduğunu öğrendiğimiz Jack, kasabada kayıp bir kadının soruşturması başlayınca yardımsever yüzünü bir kenara bırakıp karanlık taraflarını göstermeye başlar. Kanlı ameliyat aletlerini bulmasıyla Jack hakkında biraz fazla iyimser düşündüğünü anlayan Paul artık kendi evinde hapis kalmıştır. Paul’un yazdığı senaryonun hem baş kahramanı hem de yazarı artık Jack’tir.
2008 yapımı fransız gerilim filmi Papillon Noir‘in uyarlaması olan Black Butterfly, 26 Mayıs 2017 tarihinde gösterime girecek.