Görkemli bir açılış ile başlayan 28. Ankara Uluslararası Film Festivali, 10 gün sürecek serüvenine başladı. Toplamda 142 gösterimin yapılacağı festivalde, 57 uzun, 21 belgesel, 64 kısa filmi seyirci ile buluşturacak.
Bu yıl festival mekanları; Kızılay Büyülü Fener, Çağdaş Sanatlar Merkezi ve Goethe-Institut.
İzleyiciler biletlerini Kızılay Büyülü Fener gişelerinden ve www.biletinial.com adresinden temin edebilirler.
Ayrıca Paraf Kart sahiplerine ve Halkbank çalışanlarına bir bilet alana bir bilet bedava.
TED “Askıda Bilet” uygulaması ile belirlenen seanslarda 1000 seyirciye ücretsiz sinema keyfi yaşatıyor.
Detaylar: www.filmfestankara.org.tr
Facebook / Twitter / Instagram: ankarauff
24 NİSAN PAZARTESİ FESTİVAL PROGRAMI
11.30 SEANSLARI
Tanna Yön. Martin Butler, Bentley Dean – Büyülü Fener Salon 1
Gerçek bir hikayeden esinlenilerek çekilen Tanna, Güney Pasifik’te hala varlığını sürdüren geleneksel kabilelerden birinde yaşayan Wawa’nın şefin torunu Dain’e aşık olmasını anlatıyor. Ayrıca Vanatu’daki yerel halk da filmde yer almıştır.
Hayat Var / Oh Only My Sunshine Yön. Reha Erdem – Büyülü Fener Salon 2
Film, ana karakter olan on dört yaşındaki Hayat’ın bataklıklar ve hastalıkların yanı sıra umut ve isyanla dolu büyüme hikayesi seyirciyle buluşuyor. Reha Erdem’in her filminde bize hissettirmeye çalıştığı yapay sinema anlayışı Hayat Var’da olması gereken formu almış gibi görünüyor.
14.00 SEANSLARI
Sessiz Bir Tutku / A Quiet Passion Yön. Terence Davies – Büyülü Fener Salon 1
Emily Dickinson’un şiirleriyle Terence Davies’in sinemasını birleştiren film şairin öğrencilik yıllarından itibaren hayatının büyük bir kısmını anlatıyor. Dickinson’un sanatçı olarak tanınmaya çalıştığı yıllarda cinsiyet eşitsizliği ve sanatın geldiği nokta konusundaki umutsuzluğunu ve büyüyen yanlızlığını anlatan film Davies ve Dickinson’nun sözcüklerini birleştiriyor.
Ana Sevgilim / Ana, Mon Amour Yön.Calin Peter Netzer – Büyülü Fener Salon 2
Yönetmeni Călin Peter Netzer ‘i 86. Oscar Ödülleri için Romanya’nın resmi adaylığına taşıyan film, panik atak hastası Ana ve onun yanından ayrılmaya hiç de niyeti olmayan Toma’nın hikayesine odaklanıyor. Ana’nın hamile kalmasıyla terapi macerasına başlayan çift zamanla kendilerini izole etmeye başlıyor.
16.30 SEANSLARI
Yıldızsız Rüyalar / Starless Dreams Yön. Mehrdad Oskouei – Büyülü Fener Salon 1
Uyuşturucu satışı ve kaçakçılığından adam öldürmeye çeşitli nedenlerden içeri girmiş bir grup 18 yaşından küçük kızın hikayesini anlatan film, izleyiciye zamanla onları oraya getiren sebepleri anlatıyor.
* Beuys Yön. Andres Veiel – Büyülü Fener Salon 2
Zamanından çok ileri kabul edilen Alman heykeltıraş ve performans sanatçısı Joseph Beuys’u anlatan film, ünlü sanatçının sanata ve dünyaya bakış açısına da değiniyor. Film aynı zamanda Berlin UFF’de Altın Ayı için yarışan filmler arasındaki tek belgesel.
19.00 SEANSLARI
Çizgiler / Lines Yön.Vassilis Mazomenos – Büyülü Fener Salon 1
Festival’in ilk gösterimi Yunanlı yönetmen Vassilis Mazomenos’un “Çizgiler” filmi. Yedi kişinin hayatlarını “Hayat Çizgisi” adlı psikolojik destek merkeziyle birbirine bağlayan film, ekonomik kriz zamanlarında Yunanistan’da yaşamaya çalışmanın nasıl olduğunu konu alıyor.
Truman Yön. Cesc Gay – Büyülü Fener Salon 2
Kemoterapi kanserini durdurduğu için son günlerini hastanelere gitmek zorunda kalmadan geçirecek olan Julián’ı ziyarete giden Tomás, Julián ve köpeği Truman ile birlikte çok duygusal dört gün yaşayacaktır.
21.30 SEANSLARI
Zaman ve Şehre Dair / Of Time and the City Yön. – Büyülü Fener Salon 1
Yönetmenin arşiv görüntüleriyle kendi yorumlarını bir araya getiren Zaman ve Şehir, Terence Davies’in çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği Liverpool’a dönerek geçmişini hatırlamasından oluşuyor. Davies’in dışlanmışlık ve umutsuzluğunu seyirciye aktarmakta oldukça başarılı olan film, çoğu siyah beyaz olan arada bu film için çekilmiş renkli görüntülere de yer veriyor.
Kol Saati / Glory Yön. Kristina Grozeva, Petar Valchanov – Büyülü Fener Salon 2
Demiryolu işçisi Tsanko Petrov’un bir gün rayların üstünde bolca para bulmasıyla başlayan film, yönetmenlerin “Gazete Kupürleri Üçlemesi” diye adlandırdıkları filmlerin ikincisini oluşturuyor. Bulduğu parayı kendi hayatını iyiye götürmek için harcayabilecekken onurlu bir işçi sınıfı mensubu olarak parayı devlete teslim eden Petrov’un hikayesi, kolundaki baba yadigarı saatin değiş-tokuşuna kadar gidiyor.
*Gösterim sonrasında filmin yönetmeni ve/veya oyuncularının katılımı ile söyleşi gerçekleşecektir.