İnsanlardan uzak, inziva hâlinde bir yaşam; yaşamın düzenli dengesini bozan bir kayıp ve arananın peşinde koşarken yüzleşilen karanlık bir geçmiş… Pek çok gerilim filminin klasik kurgu düzeni, yönetmen Michael Sarnoski’nin objektifinde hiç beklemediğiniz bir bağlamın içine çeker bizleri. Gerilim, bu sefer doğanın tam kalbinde nefes almaktadır.
Eşini kaybettikten sonra ormanlık bir arazide hayatını bir başına sürmeye başlayan Rob, Pig adını verdiği domuzuyla mantar toplayıp satarak geçimini sağlar. Adeta bir yoldaş ve arkadaş olan Pig, Rob’a mantar bulmasında yardım eder. Topladıkları mantarları da Amir adlı bir delikanlıya satarlar. Ne var ki bir gece Pig, kimsenin haberi olmadan kaçırılır. Hem öfke hem de büyük bir endişe içine düşen Rob, hayvanının peşine düşmek için en yakındaki büyük şehre, Portland’a gider. Başta ne Rob ne de Pig hakkındaki sırları açığa vuran film, Portland’da başlayan ve acımasız sahneleri konuk eden macerasında lokantaların yeraltı dünyasında ilerler. Zamanla Rob’un bu bağlamla ilişkili olan geçmişini öğrenirken felsefe, din, sosyoloji gibi düşünsel alanlara da uğrarız. Böylelikle yönetmen, çok farklı bağlamların içine beklenmedik unsurları yine sürpriz bir sonla bağlar.
Her dakikasını merak ve gerilim içinde seyredeceğiniz Pig, doğa ile şehir arasındaki mekânsal ayrımda insanın içindeki iyiyi ve kötüyü yansıtan ustaca bir yapım.