The Gold Rush, 1925. Yön: Charles ChaplinrnrnBir dağ kulübesinde günlerce mahsur kalıp ölümle, açlıkla ve karlı dağların çetin şartlarıyla yüzleştikten sonra Yalnız Maden Arayıcısı, elleri boş ve umudu tükenmiş bir biçimde ıssız bir kasabaya gelir. Hikâyenin tam bir özetini sunan bu karede karakter, barın girişinden eğlenip gülen kasabalılara ve ilerleyen dakikalarda âşık olacağı kadına mahzunca bakmaktadır. Kare, onun toplumla arasındaki mesafeyi, altın arama sürecinde yitirdiklerini ve adından da anlaşıldığı gibi yapayalnız bir birey olduğunu görsel olarak güzelce betimlenmektedir. Peki, sizin bu kare hakkındaki yorum ve düşünceleriniz neler?