Barney, sıradan bir erkektir; fakat onun hayatı tamamen rastlantılarla şekillenmiştir. Hayatının kadınıyla, ikinci düğününde tanışmıştır. En iyi arkadaşının ölümü hâlâ sırdır ve dönemin ünlü polisi hâlâ onun katil olduğundan şüpheleniyordur. Kanada’nın en uzun süreli pembe dizisini bir şans eseri yaratmıştır. Tüm bu uç olaylara karşın Barney basit bir erkektir ve karısını deliler gibi sevmektedir. Emekliliğine ramak kala boşanmasıyla açılan filmin devamında, bol geri dönüşlerle Barney’nin tüm hayatına vâkıf oluyoruz. Hafif akışı ve kafa yormayan temposuyla rahatlıkla izlenen film, hayata dair nokta atışı saptamaları, gerçekçiliği ve samimiyetiyle göz dolduruyor. Paul Giamatti’nin harika performansının yanında Dustin Hoffman, Rosamund Pike, Minnie Driver gibi sağlam oyuncuları izlemek de ayrı bir keyif veriyor. Filmin en önemli yanı ise “Bir erkek, nasıl mutlu olabilir ve buna rağmen kendini nasıl baltalayabilir?” sorularına mizahi ama gerçekçi cevaplar vermesi.