Gezici Festival’in, her yıl sinema dünyasından bir ismin seçtiği filmlerden oluşturduğu özel bölümüne bu yıl Mahmut Fazıl Coşkun ve Can Evrenol konuk oluyor.
“Görünmez Kentler” başlıklı seçkide Coşkun’un sinema tarihinden seçtiği üç klasik var. Korku sinemasının daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü bir dönemde Gezici Festival, türe özel bir bölüm ayırıyor. Türkiye korku sinemasının ayrıksı ismi Evrenol, festival için kült kısa filmlerden oluşan bir “Korku Sineması Programı” hazırladı. Her iki bölüm de ABD Büyükelçiliğinin katkısıyla izleyicilerle buluşacak.
Ankara Sinema Derneği’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival, 30 Kasım’da yirmi dördüncü kez yollara düşüyor. Festival, 30 Kasım-6 Aralık’taki ilk durağı Ankara’nın ardından, 7-9 Aralık tarihleri arasında Sinop’u, 10-13 Aralık’ta ise Kastamonu’yu ziyaret edecek.
Mahmut Fazıl Coşkun Seçkisi: Görünmez Kentler
Gezici Festival’in, her yıl sinema dünyasından bir ismin seçtiği filmlerden oluşturduğu özel bölümüne bu yıl Mahmut Fazıl Coşkun konuk oluyor. Festivalin programında yer alan üçüncü uzun metrajı Anons’la Venedik Film Festivali’nden ödülle dönen Coşkun, Gezici Festival için farklı coğrafyalardan, sinema tarihinin farklı dönemlerinden, farklı sinema anlayışlarını temsil eden üç film seçti. Italo Calvino’nun ünlü eserinden adını alan bölümde, ait olduğu yeri bulmaya çalışan, yersiz yurtsuz karakterlerin öykülerine yer veriliyor.
60’lı yılların ortasında Güney Finlandiya’da bir yolculuğa çıkan iki adamın, Reino ve Valto’nun absürd öyküsünü erkeklik kültürünü hicvederek anlatan Eşarbına Sahip Çık, Tatyana (Pidä huivista kiinni, Tatjana, 1994) usta yönetmen Aki Kaurismäki’nin filmografisindeki mihenk taşlarından biri. Kaurismäki’nin birçok filminde yer alan Kati Outinen’in Reino’nun aşık olduğu Tatyana’yı canlandırdığı film, içinde melankolik bir aşk hikâyesi de barındırıyor. Robert Aldrich’in Hollywood’un iki efsanesi Bette Davis ve Joan Crawford’ı bir araya getirdiği Bebek Jane’e Ne Oldu? (What Ever Happened to Baby Jane? 1962) tekrar tekrar izlenebilecek kült bir klasik. Eskiden Hollywood yıldızı olan ve birbirinden nefret eden iki kız kardeşin öyküsünü ele alan film, gerçekte birbirlerine düşman olduğu bilinen Crawford ve Davis’in arasındaki gerilimden de besleniyor. Almanya’dan ABD’ye uzanan bir coğrafyada geçen Wim Wenders imzalı Alis Kentlerde (Alice in den Städten, 1974) ise 70’li yıllara dair unutulmaz bir portre. Röportaj yapmak için gittiği ABD’de her şeye yabancılaşarak kimlik bunalımına giren Philip’in, bir kadının kızını kendisine emanet etmesiyle yaşadıklarını ele alan film, Wenders filmografisinin en dokunaklı halkalarından biri.
Can Evrenol Seçkisi: Korku Sineması
Gezici Festival bu yıl, son yıllarda hem tematik hem de estetik zenginliğiyle dikkat çeken korku sinemasına özel bir bölüm ayırıyor. Uluslararası festivalleri dolaşan ilk uzun metrajı Baskın (2015) ile çıkış yapan, iyi eleştiriler alan ikinci filmi Ev Kadını (Housewife) ile bu yıl Gezici Festival’e konuk olan Can Evrenol’un seçtiği kısa filmlerden oluşan bölümü türün meraklıları kaçırmamalı. Sinema tarihinde kendine sarsılmaz yer edinen deneysel filmlerden, son dönemde Türkiye’de üretilmiş yerli yapımlara uzanan seçki, sinemaseverlere tür hakkında farklı bir perspektif kazandırmayı amaçlıyor. Deneysel sinemanın usta ismi Maya Deren’in eşi Alexander Hammid ile yönettiği İkindi Düğümü (Meshes of the Afternoon, 1943); Jerome Sable’ın teenslasher türündeki korku-müzikali Beaver Dam Efsanesi (The Legend of Beaver Dam, 2010); en önemli fantastik film festivallerinden Sitges’te En İyi Kısa Film seçilen Güz Hasadı (Autumn Harvest, 2014); David Fincher’ın son yılların en umut vaat eden yönetmenlerinden biri olarak gördüğü David Prior’ın imzasını taşıyan AM1200 (2008) ve Fırat Mançuhan’ın ondan fazla ödül kazanan kısası Sapak (2008) bu bölümde yer alıyor.
Ankara’da festival gösterimleri Büyülü Fener Kızılay ve Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak. 19 Kasım haftası satışa çıkacak biletler Büyülü Fener gişelerinden ve Biletinial sitesinden alınabilir.