Seviyor… Sevmiyor… Adını papatya falının Fransızcasından alan filmde, hafızalara Amélie rolü ile kazınan Audrey Tautou’yu yine bir aşk hikayesinin kahramanı olarak görüyoruz. Evli bir adamla ilişki yaşayan Angélique, terk edilmesinin ardından tehlikeli bir ruh haline bürünür ve seyirciyi de haklı olduğuna ikna eder. Oysa bu haklılık sadece onun bakış açısından geçerlidir. Film hiç beklenmedik anda değişen olay örgüsüyle seyirciyi şaşırtırken, bir yandan da olayların asla tek taraflı olmadığını gösteriyor. Romantik olarak kategorilendirilen filmin aslında psikolojik bir gerilim olduğunun ve kırmızı güllerin her zaman “romantik” anlamlar taşımadığının not edilmesinde fayda var.