Okan Yalabık’ın seslendirdiği, Emin Fırat Övür’ün yönetmenliğini yaptığı ve Rotanet Film’in yapımını üstlendiği Anadolu Masalları filmi, bir buçuk yıllık festival gösterimlerinden sonra 17 Mart’tan itibaren Kanyon, City’s ve Caddebostan Cinemaxium perdelerinde izleyicilerle buluşacak.
Deneysel bir film ilk defa festivaller dışında genel izleyiciyle buluşuyor. Anadolu Masalları, yüzlerce yıldır anlatılan anonim masallardan ortaya çıkan kolaj bir masal üzerinden hareketle, masal anlatıcılarının, uzmanların ve akademisyenlerin rehberliğinde, bir kadim anlatım türü olan masalların ve bu formun hikmetinin peşindeki bir arayışın hikayesini anlatıyor.
“Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde Anadolu’nun göbeğinde bir ülke varmış. Bu ülkede hüküm süren sert mizaçlı, ama güvercin gibi titrek yürekli bir padişah varmış. Melikesi ve üç genç şehzadesi Eli, Bozan ve Sedun ile birlikte görkemli saraylarında yaşarlarmış.”
“Bir gün ansızın bir Dev Anası saraya saldırmış. Saldırıda melike ölmüş, padişah ise hasta yatağına düşmüş. 3 kardeş hasta olan padişah babalarının başında çaresizce beklerken vezirlerden biri şifa verecek bir deva ile çıkagelmiş. ‘Padişahımızı ancak Zümrüd-ü Anka kuşunun tüyleri ve altın Kayın ağacı sütünden yapılmış bir iksir bu hastalıktan kurtarabilir’ demiş. Bunu duyan oğullar vakit kaybetmeden kılıçlarını ve oklarını kuşanıp atları ile yollara düşmüşler.”
“Kahraman olmak için yola çıkmak, evi terketmek gerekir” der Gökdemir İhsan. Masal bir kahramanın yolculuğunu, bu yolculukta karşılaşılan dostları ve düşmanları, aşılan engelleri, zorlu, korkutucu mücadeleleri ve elde edilen hikmeti anlatır. Belki de Joseph Campbell’ın işaret ettiği gibi aslında bu tüm insanlığın yolculuğudur.
Tıpkı birey olarak insanı anlamak için olduğu gibi, bir toplumu anlamak için de hikayelere başvurmak sağlıklı bir yöntemdir. Toplumun geçmişi ve içinde bulunduğu zamanın koşulları hayal gücüne direkt bir etki yapar. Bu da hikaye oluşturmasına yansır.
Masallar, hikaye anlatıcılığının belki de en saf, en yalın halidir. Basitliğinin içinde toplumun muhayyilesinin derin yankılarını barındırır. Bu yüzdendir ki masallar kendimizi ve içinde yaşadığımız toplumu anlayabilmemizde bize rehberlik edecek en sağlıklı türdür.
Anadolu Masalları, yüzlerce yıldır anlatılan anonim masallardan ortaya çıkan kolaj bir masal üzerinden hareketle, masal anlatıcılarının, uzmanların ve akademisyenlerin rehberliğinde, bir kadim anlatım olan masalların ve bu formun hikmetinin peşindeki bir arayışın hikayesini anlatır.