Hayat belki de bitti denilen an başlar. Bu listede, kendilerinden umut kesilen insanların mucizevi yaşam öyküleri derlenmiştir. İyi seyirler…
- The Guitar (2008)
Melody Wilder, işinden çıkarıldığı gün sevgilisi tarafından da terk edilir. Zaten yıkıcı bir gün geçiriyorken ölümcül darbe doktorundan gelir. Ameliyat edilemeyen türden bir gırtlak kanseri olduğunu ve iki ay ömrü kaldığını öğrenen Melody, ömür boyu biriktirdiği parayı harcamaya karar verir. New York’ta yüksek tavanlı bir ev kiralayarak gününü gün etmeye başlar. Kredi kartı ile sürekli alışveriş yapan Melody eve ısmarladığı eşyaları getiren Rosco ve pizzacı kız Cookie ile ilişki yaşamaya başlar. Ömrünün sonuna geldiğini düşündüğünden sınırsız olanaklara sahip olduğunu düşünen Melody’nin ise en büyük hayali elektro gitar çalmaktır. Eve sipariş ettiği elektro gitar ve uzaktan eğitim videoları ile yavaş yavaş gitar çalmayı öğrenirken, hastalığının seyri de sürpriz şekilde değişir. Filmin yönetmeni Amy Redford iken başrolünde Saffron Burrows vardır.
- Lorenzo’s Oil (1992)
Yedi yaşındaki Lorenzo Odone aniden bayılmaya ve hafıza kayıpları yaşamaya başlayınca ADL adı verilen, tedavisi olmayan bir hastalığa yakalandığı anlaşılır. Lorenzo için doktorlar en fazla birkaç yıl ömür biçerler. Ancak herhangi bir tıp bilgisi olmayan Lorenzo’nun ebeveyni Augosto ve Michaela bu hastalığa kolay kolay teslim olmaz. Tüm zamanlarını çocuklarının tedavisinde bir umut bulmak için harcayan çift, yaptıkları araştırmalar sonucu hastalığın kandaki zararlı yağ asitlerinden kaynaklandığı keşfeder ve bu hastalığın pençesindeki insanlara umut olurlar.
- Dallas Buyers Club (2013)
Film, uyuşturucu bağımlısı ve HIV taşıyıcısı Ron Woodroof’un hayatından esinlenmedir. Ron Woodroof’a 1986 yılında AIDS teşhisi konur ve otuz günlük ömrü kaldığı söylenir. Teşhisin ardından darmadağın olan Ron ilk günler kendini uyuşturucuya verir ancak sonrasında tedavisi için ne yapması gerekiyorsa onu uygulamaya karar verir. O günlerde Amerikan FDA kurumundan yasal onaylı tek ilaç olan AZT’yi kullanmaya başlar ancak ilacın virüsle savaştığı gibi aslında iyi olan hücrelere de zarar veren çok tehlikeli bir zehir olduğunu keşfeder. Bu sefer ABD’de yasal olmayan ancak başka ülkelerde HIV tedavisinde kullanılan ilaçları denemeye başlar. Bu ilaçların kendine iyi geldiğini fark eden Ron kanunu dolanarak söz konusu ilaçları ABD’deki AIDS hastalarına ulaştırmaya başlar. Ne var ki FDA her zaman ensesindedir ve ona göz açtırmamaktadır. “Dallas Buyers Club” adını verdiği oluşum çok geçmeden fark edilir ve ilaç firmaları ile FDA Ron’a karşı büyük bir savaş başlatır. Film otuz günlük ömür biçilen Ron Woodroof’un 2191 gün süren mücadelesini Matthew McConaughey’in olağanüstü oyunculuğuyla izleyiciye aktarır.
- Theory of Everything (2014)
Herhalde bir insandan umudu kesmemenin insanlık tarihindeki en iyi örneği olan Stephen Hawking’in hayatını anlatan film, Hawking’in Cambridge Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarından başlar. Hawking’e henüz yirmi bir yaşındayken ALS teşhisi konur ve korkunç şekilde seyreden hastalık nedeni ile Hawking’e umutsuz bir tablo sunulur. Ancak 1965 yılından 1991 yılına kadar evli kaldığı Jane Wilde ile tüm olasılıklara meydan okuyarak evlenip, çocuk sahibi olurlar. Filmin yönetmen koltuğunda Oscar ödüllü yönetmen James Marsh bulunurken başrolleri Eddie Redmayne, Felicity Jones ve Emily Watson paylaşıyor.
- Alive Inside (2014)
Belgesel niteliğindeki yapım, bir sosyal hizmet çalışanının demans hastalarının sevdikleriyle iletişim kurabilmelerini amaçlayan Music & Memory isimli çalışmasını anlatmaktadır. Söz konusu çalışma, müziğin hafızamızda çok önemli bir yeri olduğunu söyleyerek, artık çevreleriyle bağı kesilen demans hastalarının aslında bir çeşit müzikle tedavi yöntemiyle tam olarak olmasa da eskiden olduğu gibi çevreleriyle iletişim kurabileceklerini anlatmaktadır. Belgeselin yönetmeni Michael Rosatto-Bennett iken, 2014 yılında Sundance Film Festivali’nde Seyirci Özel Ödülü’nü kazanmıştır.
- Dying Young (1991)
Sevgilisinin kendisine ihanet ettiğini öğrenen Hilary O’Neil, hayatında yeni bir başlangıç yapmak için gazetede gördüğü iş ilanına başvurmak için Victor’un evine gider. Bakıcılık yapacağını zanneden Hilary, iş görüşmesi sırasında kan kanseri olan Victor’a hemşirelik edeceğini öğrenir. İlk görüşte Hilary’den etkilenen Victor onu derhal işe alır ve ikili çok geçmeden birbirine âşık olur. Aşkın olağanüstü gücü Victor’a hiçbir zaman sahip olmadığı yaşama azmini verir.
- Le Scaphandre et le Papillon (2007)
Film, Elle dergisi editörü Jean-Dominique Bauby’nin gerçek hayat hikâyesinden esinlenmiştir. Bauby, Locked-in adı verilen bir felç hastalığına yakalanmıştır ve yalnızca sol göz kapağını oynatabilmektedir. Pek çok insanın artık bir bitkiden farksız olduğunu düşüneceği Bauby bu haliyle “Dalgıç ve Kelebek” anlamına gelen ve filme de ismini veren Le Scaphandre et le Papillon adındaki kitabı yazmayı başarır. Bauby’nin bu başarısının ardında konuşma terapisti vardır. Bauby’nin daha etkin iletişim kurabilmesi için, harfleri yüksek sesle okuyan terapisti, doğru harfe geldiğinde Bauby göz kırpmakta ve bir sonraki harfe geçilmektedir. Film, 43 yaşındaki Jean-Dominique Bauby’nin iç sesiyle olaylara tanıklık etmesini anlatmaktadır.